Kahramanmaraş merkezli olan ve 11 ili etkileyen depremin ardından bir ay geçti. Haber kaynaklarında “asrın felaketi” olarak nitelendiriliyor. Ancak buna asrın felaketi demek yerine “asrın dersi” demek daha doğru olur.
Öyle bir ders ki, hayatımız boyunca unutamayacağımız, her anlamda çok şey öğrendiğimiz ve hiçbir okulun veremeyeceği bir ders oldu.
Mesela insanların kendisini çok bilgili ve üstün gördüğünü ama aslında toplamda iki dakika süren bir doğa olayında bile ne kadar güçsüz ve aciz olduğunu, bütün bildikleri şeylerin ne kadar yetersiz olduğunu öğrendik. Binlerce insanın hayatını kaybettiği o dayanıksız evleri inşa edenlerin kendilerini halen haklı çıkarmaya çalışıp, merhamet ve vicdandan yoksun ve aynı zamanda sorumluluk almak nedir bilmeyen varlıklar olduğunu gördük.
Enkaz altında insanlar yaşam mücadelesi verirken, televizyon izler gibi elinde kahvesi çalışmalara gidip izleyen insanları, otobüs bedava diye yıkılan bütün binaları sırf merakından ötürü teker teker gezip marifetmiş gibi önüne gelene anlatan insanların varlığını, sosyal medyaya video atabilmek için yardıma gidiyoruz diyen “sözde” fenomenleri bildik.
Yardıma giden tırların önünü kesip yağmalayanları, marketleri soyanları, enkaz altında kalan altınları çalanları ve daha nicelerini...
STK’lar “acaba ne yapabiliriz de insanlara ulaşabiliriz?” diye düşünürken, onların yaptıklarını görmezden gelen ve eleştiren sözde siyasetçi ve ünlüleri tanıdık.
Bunları gördük ama kurtarılan her “can”da sevinci, insanın hiç tanımadığı insanlar için canla başla mücadele ettiğini, imkansız gelen şeylerin aslında mümkün olduğunu en güzel şekliyle gördük.
Kendisi depremzede olduğu halde diğer insanlara yardıma koşanları, kalbi yardım etme isteğiyle atan milyonlarca insanı gördük, gençlerden geleceğin emin ellerde olduğunu öğrendik. Çadırda yaşam mücadelesine devam edip hayata kaldığı yerden devam etmeye çalışan, masa başına geçip ders çalışan öğrencilerden ise pes etmemeyi öğrendik.
En önemlisi bilginin ve bilime verilmesi gereken önemin ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş olduk.
Öğrendiğimiz o kadar çok şey var ki. Önemli olan bunları öğrenmek değil, kalıcı hale getirmektir. Birkaç ay sonra unutmamak, her yıl anma programı düzenleyip geçiştirmemektir. Çünkü geçmişte çok yaşandı bunlar ve sonuç hep böyle oldu. Bizim unutmamız demek gelecekte de bu gibi olayları yaşayacağımız anlamına gelmektedir.
Bu günleri bir daha yaşamamak dileğiyle...
Tebrik ederim süper olmuş