Muâvviz Bin Hâris Kimdir?
مُــعَــِوّ ذُ بْــنُ اْلــحَـا رِث
Baba Adı : Hâris bin Rifaâ
Anne Adı : Âfra bint-i Ubeyd, bin Sâ’lebe, bin Ubeyd, bin Sâ’lebe, bin Ğanm, bin Mâlik, bin Neccar’dır.
Doğum Tarihi ve Yeri : Takriben Miladi 588 de Medine’de doğdu.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicri 2. yılda Bedir Savaşı’nda Ebû Cehl tarafından şehid edildi. Şehid olurken 35 yaşlarındaydı.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : Ümmü Yezid bint-i Kays,
Oğulları : Bilgi yok.
Kızları : Rübeyyi’ ve Ümeyre.
Gavzeler : Bedir Savaşı
Muhacir mi Ensar mı : 2. Akabe biatı’nda bulunan Ensâr dan dır.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : Bilgi yok.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Muâvviz bin el-Hâris bin Rifaâ bin Hâris bin Sevâd bin Mâlik bin Ğanm bin Mâlik bin Neccar’dır.
Lakap ve Künyesi : Âfra Hatunun oğlu Muâvviz bin Âfra.
Kimlerle Akraba idi : Âfra Hatun’un oğulları, Âvf bin Hâris ve Muâz bin Hâris’in kardeşleridir.
Muâvviz Bin Hâris'in Hayatı
Muâvviz bin Hâris (r.a), takriben Miladi 588 yılında, Medine’de doğdu. Hicri ikinci yılın Ramazan ayı, Miladi 17 Mart 624 yılında Bedir Savaşı’nda 35 yaşlarında şehid oldu. Babası Hâris bin Rifaâ’dır. Annesi İslâm tarihinde Âfra bint-i Abid bin Sâ’lebe bin Ubeyd bin Sâ’lebe bin Ğanm bin Mâlik bin el-Neccar oğullarından meşhur, Âfra Hatun’dur. Kabile neseb ve soyu: Muâvviz bin Hâris bin Rifaâ bin el-Hâris bin Sevad bin Mâlik bin Ğanm bin Mâlik bin Neccar el-Ensari el-Hazreci en-Neccari-’dir. Birinci ve ikinci Akabe biatları’nda bulunmuş Ensâr’ın gençlerin-den’dir. Afra Hatun’un yiğit oğullarından Muâz ve Avf bin Hâris’in kardeşleridirMuâvviz bin Haris (r.a), ikinci Akabe beyati’nde hazır bulunmuş ve katıldığı Bedir Savaşı’nda Ebu Cehil’i yaralamış sonra da Ebu Cehil tarafından vurulub şehid edilmiştir. 1Abdurrahman bin Âvf (r.a) anlatır:“-Bedir günü ben harb safında durup sağıma soluma baktığım zaman Ensâr gençlerinden iki delikanlı gözüme ilişti. Bunlardan harbe en elve-rişlisi ile bulunmayı istedim. Onlardan biri beni göz ucuyla süzdü de: “-Ey Amca! Sen, Ebû Cehl’i tanır mısın?”dedi.Ben de: “-Evet tanırım!”dedim ve: “-Ey kardeşimin oğlu! Sen Ebû Cehl’i ne yapacaksın?”diye sordum. “-Bana haber verildi ki, o, Resûlullâh (s.a.v)’e sövermiş varlığım kudret elinde olan O Allâh’a kasem ederim ki, onu bir görecek olursam ikimizden eceli en yakın olan birisi ölmedikçe şahsım onun şahsından ayrılmayacaktır!”dedi.Gencin bu sözüne doğrusu çok hayret ettim. O biri de, Muâvviz bin Hâris’de beni göz ucuyla süzerek bana ötekinin söylediği gibi söyledi. Bu sırada gözlerim hiçbir tarafa takılmadan müşriklerin içinde ileri geri dönüp duran Ebû Cehl’e ilişince: “-İşte bana sormuş olduğunuz Ebû Cehl!”dedim.Onlar, hemen kılıçlarına sarıldılar ona doğru segirdib gittiler. Ebû Cehl uzun kuyruklu bir atın üzerindeydi. Ebû Cehl vurub, Muâvviz bin Hâris’i şehid etti.İbn-i Sa’d’a göre daha önce Muâvviz ile Avf kardeşler, Ebû Cehl’e vurdular. Fakat onu öldüremediler. Bunun üzerine Ebû Cehl onların üze-rine yürüdü ve ikisini de şehid etti ki, onlar o zaman 35 yaşlarındaydılar. 2Muâvviz’ın hanımı Ümmü Yezid bint-i Kays, Resûlullâh’dan hadis nakletmiş: Rübeyyi’ ve Umeyre adında iki kızından Rübeyyi’ Resûlullâh’a Hudeybiye’de biat etmiş, Onunla muhtelif Ğazvelere katılarak yaralıların tedâvisinde hizmet görmüş ve kendisinden rivâyette bulunmuştur. 3Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-6-652- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-9-150
3- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-30-340