Hûseyl Bin Câbir Kimdir
حُــسَــيــل بـِـنْ جَــا بـِـر
Baba Adı : Câbir bin Rebiatü’l-Absi.
Anne Adı : Bilgi yok.
Doğum Tarihi ve Yeri : Tarih yok, Teyme bölgesinde doğdu.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicri 3. Miladi 625 yılında Uhud Savaşı’nda şehid oldu. Kabri, Medine’de Uhud şehidliğinde dir.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : er-Rebab bint-i Kâ’b bin Adi.
Oğulları : Huzeyfe, Sâ’d, Safvân, Mudlic el-Yemâni
Kızları : Leyla, Havle Yemâni, hadis rivâyet etmiştir.
Gavzeler : Uhud Savaşı
Muhacir mi Ensar mı : Kendi yurdundan Medine’ye Muhacir dir.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : Bilgi yok.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Hûseyl bin Câbir bin Rebiâ bin Ferve bin Hâris bin Mazin bin Kutey’a bin Abs el-Abis dir.
Lakap ve Künyesi : Hûseyl bin Câbir, bin Rebiâtü’l-Absi.
Kimlerle Akraba idi : Huzeyfetü’l-Yemani’nin babasıdır.
Hûseyl Bin Câbir'in Hayatı
Hûseyl bin Câbir bin Rebiatü’l-Absi (r.a)’ın kabilesi olan Beni Abs’lar, Hayber ile Teyma arasındaki bölgede ikâmet etmekte idiler. İran Kisra’sı Nûşirevan, zamanında Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Bu arada, kendi aralarında çıkan bir zat, Resûlullâh (s.a.v)’in daha sonra geleceğini onlara haber vermişti. Resûlullâh (s.a.v) İslam dinini yaymaya başladığı zaman bundan haberdar olamamışlardı. Ancak, Resûlullâh (s.a.v) Mekke den Medine’ye hicret ettikten sonra, yeni bir peygamberin zuhûr edece-ğini haber alan Beni Abs’lıların içinden dokuz kişi önceden Medine’ye gelerek Müslüman oldular.Bunların arkasından Huzeyfetü’l-Yemani ve ihtiyar haliyle babası Hûseyl bin Câbir, Medine’ye gelip İslâmiyeti kabul ettiler. Rivâyete göre müşrikler Huzeyfetü’l-Yemani babası Hûseyl bin Câbir’le birlikte Bedir’e gelirlerken yolda müşrikler tarafından yakalanırlar. Ebû Cehl onlara: “-Siz, Muhammed’e yardıma gitmiyor sunuz değil mi? Yoksa, onun ordusuna katılıp bize karşı Bedir’de sayısını mı arttıracaksınız. Söyleyin bakalım?”Onlarda: “-Biz, Medine’ye gidiyoruz! Mühim bir müşkülümüz var da, bir hacetimiz var!”Ebû Cehl: “-O zaman yemin edin, söz verin ki, Medine’ye gidiyoruz!”Onlar da, böyle olacağına yemin ettiler. Müşrikler onları bıraktılar. Huzeyfetü’l-Yemâni ve babası Hûseyl bin Câbir, Bedir’e Resûlullâh’ın yanına geldiler, ve, durumu Resûlullâh (s.a.v)’e anlattılar.Resûlullâh (s.a.v): “-Madem ki, öyle söz verdiniz, sözünüze ve ettiğiniz yemine sadık kalınız. Bizi merak etmeyiniz, biz Allâh’ın yardımını umarız!”dedi.Bunun üzerine Huzeyfe (r.a) ve babası Medine’ye geri döndüler. 1Hûseyl bin Câbir (r.a) oğlu Huzeyfetü’l-Yemani ile birlikte ilk olarak Resûlullâh (s.a.v) ile, Uhud Ğazvesi’ne iştirak etmiştir. Bu arada savaş sırasında Hûseyl bin Câbir ile Rifâa bin Vakş, çok yaşlı ve faziletli kişiler olmasına rağmen, ihtiyar oldukları için Uhud Savaşı öncesinde harbe iştirak edememişlerdi. Bunlar, bir köşke çıkıp kadın ve çocuklarla birlikte oturdukları zaman, birbirlerine: “-Biz, kendi başımızın çaresine bakalım. Burada ne bekliyoruz ki? Ömürlerimizden birşey kalmadı. Ancak iki yudumluk, bugünlük ve yarın-lık ömürlerimiz kaldı. Kılıçlarımızı yanımıza alsak da gündüzün Uhud’da Resûlullâh’ın yanına katılsak, belki Allâh bize şehidlik nasib eder?”Diyerek kılıçlarını yanlarına alıp Uhud’a geldiler ve mücahidlerin arasına katıldılar. Ancak, Hûseyl bin Câbir, Medine’ye yeni gelmiş oldu-ğundan Ensâr, kendisini iyi tanıyamıyorlardı. Bu sebeble, İslâm ordusu okçuların görev yerlerini terk etmesinden dolayı savaşın sonlarına doğru dağılınca, Utbe bin Mes’ud, onu müşrik zannederek şehid etti.Bunu gören oğlu Huzeyfetü’l-Yemani: “-Babam! Babam!”diyerek oraya koştu.Fakat, iş işten geçmişti. Resûlullâh işin yanlışlığını ona izah ederek babasının diyetini vermek istedi ise’de oğlu Huzeyfetü’l-Yemani almadı. Neticede de diyet olarak verilen bütün malları oğlu sadaka olarak dağıttı. Bu hareket Resûlullâh (s.a.v)’in çok hoşuna gitti.Başka bir Rivayette şöyledir:Huzeyfetü’l-Yemani’nin babası Husayl bin Câbir ile Rifaa bin Vakş çok yaşlı ve faziletli kişilerdi. Yaşlı oldukları için Uhud Savaşı’na katıla-mamışlardı. Bunlar bir köşke çıkıp kadınlar, çocuklar ve yaşlılarla oturdukları sırada biri diğerine: “-Biz, kendi başımızın çaresine bakalım daha ne bekliyoruz? Ömür-lerimizden hiçbir şey kalmadı. Ancak iki yudumluk bu günlük yarınlık ömürlerimiz kalmıştır, kılıçlarımızı yanımıza alsak da gündüzün Uhud’da Resûlullâh (s.a.v)’ın yanına katılsak belki Allâh bize şehitlik nasib eder!” dedi. Kılıçlarını alıp Uhud’a geldiler ve Muhacirler arasına katıldılar.Uhud Savaşı’nda okçuların mevzilerini terk etmesiyle Müslümanlar arasında kargaşa başladı. Öyle ki Müslümanlar neye uğradıklarını bile-mediler. Saflar alt üst olmuştu. Utbe bin Mesud bu sırada Huzeyfetü’l- Yemani’nin babası Hûseyl bin Câbiri’l-Yemani’yi bu kargaşa sırasında bilmeyerek düşman sanıp, vurup şehid etti.Huzeyfe (r.a): “-Ne yapıyorsun... O babam dır, o babam dır!!” diye bağırmışsa da iş işten geçmişti. “-Vallahi biz onu tanıyamadık!”dediler.Huzeyfe (r.a): “-Yüce Allâh sizi yargılasın. Babam Hûseyl merhametli olanların en merhametli kişilerdendi! Siz ne yaptınız?!”demekten başka hiçbir şey diyemedi. 2Hz.Âişe (r.a) şöyle anlatmıştır:“-Uhud Savaşı günü iblis insanların arasında: “-Ey Allâh’ın kulları! Arkanıza dikkat!”diye bağırdı.Bunun üzerine önde bulunanlar arkaya döndüler ve karğaşa içinde el-Yeman’ı öldürdüler. Onun oğlu Huzeyfe: “-Babam o!”dediyse de onu öldürdüler.Huzeyfe: “-Allâh sizi affetsin!”dedi. 3Hûseyl bin Câbir (r.a), Uhud şehididir. Kabri, Uhud meşhedinde dir.Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.
1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-9-126
2- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-10-110-130
3- Muhtasar Fethü’l-Bâri-Diyetler bölümü-10-6883