Kabul edelim, AK Parti bile kalesi olan Urfa'da böyle bir yenilgi beklemiyordu. Oylarının eriyeceği ama bu kadar gerileyeceği düşünülmüyordu.
DEM Parti'nin büyükşehiri kazanamayacağı gibi en az altı ilçeyi alması da beklenen bir sonuçtu ve bu beklentiyi de aşarak 7 ilçede seçimi kazandı. Elbette bu beklentide YRP faktörü de etkiliydi ve nitekim bazı ilçelerde partilerin oy oranları bunu doğruluyor. Bu seçimde Bozova, Ceylanpınar, Halfeti ve Hilvan'da YRP'nin aldığı oylar AK Parti'ye kaybettirdi.
AK Parti, büyükşehir belediyesinde hatırı sayılır bir oy alsa bile Kasım Gülpınar'ın seçimi kazanamayacağını düşündü ve bu sonuçlar, Gülpınar'ın yeterince ciddiye alınmadığını gösterdi. Sandıktan çıkan oylar düşünülenin tam tersi oldu.
DEM Parti ve AK Parti seçmenlerinden bir kısmının büyükşehir seçimlerinde tercihlerini Kasım Gülpınar'dan yana kullanmaları beklenmeyen bir durum değildi. Bu, seçmenin kendi söylemlerinden bile anlaşılıyordu.
AK Parti İl Başkanı Ali İhsan Delioğlu'nun mevsimlik tarım işçilerine yönelik sözleri sandığa ne denli yansıdı bilmiyoruz ancak kesin olan şu ki, kendi partisinin seçmeni dahil birçok kesimden tepki aldı.
Siverek'te yarışın bu denli başa baş geçeceği belliydi. Adayların güçlü olması seçimin önceden kesin bir şekilde tahmin edilmesini güçleştiriyordu.
Son 10 yıldaki üç yerel seçimde aynı isimlerin yarıştığı Akçakale'de 2014 ve 2019'daki sonuçlar, Mehmet Yalçınkaya'nın iyi bir oy alsa bile kazanamayacağını söylüyordu. İstatistik yanıltmadı ve kazanan aday değil yine parti oldu.
Urfa seçiminin en istikrarlı sonuçlarından birini Nihat Çiftçi ortaya koydu. Nihat Çiftçi, siyasi kariyerinde ikisi AK Parti'ye karşı olmak üzere girdiği üç seçimi de kazandı.
Bu seçim, 'Urfa'yı kaybeden, Türkiye'yi de kaybeder' tezini doğruladı ve son olarak Urfa'daki sonuçları sadece tek bir faktöre bağlamak elbette yanlış olur.