Ma’n Bin Adiy Kimdir?
مَــعَــنُ بْــنُ عَــدِي
Baba Adı : Adiy bin Ced.
Anne Adı : Bilgi yok.
Doğum Tarihi ve Yeri : Tarih yok, Medine doğumludur.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicretin 12. Miladi 633 yılında Yemâme Savaşı’nda Şehid oldu.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Bilgi yok.
Kızları : Bilgi yok.
Gavzeler : Bedir, Uhud, Müreysi, Hendek, Beni Kur-eyza, Mekke’nin Fethi , Huneyn, Tebük, Yemâme Savaşları.
Muhacir mi Ensar mı : 2. Akabe biatı’na katılmış Ensâr’dandır.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : Bilgi yok.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Zeyd bin Hattab ile din kardeşi idi.
Kabile Neseb ve Soyu : Ma’n bin Adiy bin Ced bin Aclan bin Dube-yâh bin Hârise bin Dubeyâh bin Heram bin Cuâl bin Amru bin Cüsem bin Vedm bin Zubyan bin Humeym bin Zuhl bin Heniy bin Beliy el-Belvi.
Lakap ve Künyesi : Bilgi yok.
Kimlerle Akraba idi : Asım bin Adiy’in kardeşidir.
Ma’n Bin Adiy'in Hayatı
Ma’n bin Adiy (r.a), Medine doğumludur. Ancak hangi tarihte doğ-duğu belli değildir. ikinci Akabe bîatı’nda bulunan Medineli Ensâr dandır. Asım bin Adiy’ın kardeşidir. Medine’ye hicretten sonra Ma’n bin Adiy, Muhacirinden olan Hz.Ömer’in baba bir kardeşi Zeyd bin Hattab ile din kardeşi olarak ilan edilmiştir. Bu iki din kardeşi yıllar sonra Yemâme savaşlarında beraberce şehâdet mertebesine erişmişlerdir. Ma’n bin Adiy hitabet kabiliyeti oldukça güzel bir sahabe idi. Çok güzel konuştuğu gibi ikna kabiliyeti de oldukça kuvvetli idi.Ma’n bin Adiy ağabeyi Asım bin Adiy ile birlikte Bedir Ğazvesi’ne iştirak etmek üzere iken, ağabeyi Asım bin Adiy, Resûlullâh tarafından ortaya çıkan bir olaydan dolayı Kubâ taraflarında Mescidi Dırâr bölge-sinde görevlenmiştir. Bu sûretle, kendi isteği dışında görevlendiğin den, kendisine Bedir Ğazvesi’ne iştirak etmiş gibi ğanimet hissesinden pay verilmiştir.Ma’n Adiy ise, Bedir Ğazvesi’nde bulunmak suretiyle Ashabı Bedir sıfatını kazandı Bedir Ğazvesi’nde elde edilen ğanimetler dağıtılırken pay almak istemediysede, Resûlullâh’ın almasını söylemesi üzerine kabul etti. Ve, bu ğazvede şehid olan Mübeşşir bin Abdülmünzir’in hissesine düşen ğanimeti âilesine ulaştırma görevini Resûlullâh (s.a.v) ona verdi. Daha sonraki yılda Uhud Ğazvesi’nde bulundu. Hicri 5. Miladi 627 yılında yapı-lan Hendek Ğazvesi’ne iştirak ettikten sonra Beni Kureyza muhasarasında bulunmuştur.Ma’n bin Adiy’in Hudeybiye de bulunup bulunduğuna dair herhangi bir kayıt yoktur. Ancak Hicri 8. Miladi 630 yılında Mekke fethine iştirak etmiştir. Fethi müteakib yapılan Huneyn Ğazvesi’nde Tâif Kuşatması’nda bulunup Medine’ye geri dönmüştür. Tebük Seferi’nde bedenen bulunan Ma’n bin Adiy (r.a), dönüşte Mâlik bin Duhşüm (r.a) ile birlikte Mescid-i Dırar’a gidip orasını Resûlullâh (s.a.v)’in emri ile yakıp yıktılar. Olay şöyle gelişmiştir:Dırar Mescid’i Nerede, Ne Zaman ve Niçin Yapılıp Yıkıldı?Resûlullâh (s.a.v), Medine’ye hicret ettikleri zaman, Medine’deDubay’a oğullarından Rahib Ebû Âmir Abdi Amr bin Sâyfi diye anılan bir adam bulunuyordu. Kendisi Câhiliyye devrinde Allâh adamlığına, Ruhbanlığa özenir, Ruhban elbisesi giyerdi. Baş Münafık Abdullah İbn-i Übeyy, İbn-i Selül, Ebû Amir’in halasının oğlu idi. Resûlullâh (s.a.v), Peyğamber olarak gönderilince, Ebû Âmir’in kıskançlığı ve azgınlığı her geçen gün biraz daha arttı. Bu da ona aşırı derecede hased verdi.Resûlullâh (s.a.v), Medine’ye hicret edince, Ebû Âmir, kendisine uyan onbeş veya elli kişiyi yanına alarak Mekke’ye gitti. Bedir Savaşı’nda Müşriklerin yanında Resûlullâh (s.a.v)’e karşı çarpıştı. Resûlullâh (s.a.v), ona fasık adını taktı. Ebû Amir, müşrikleri Uhud ve Hendek Savaşları için ayaklandıranlar ve Resûlullâh (s.a.v) ile çarpışanlar arasında bulundu. Resûlullâh (s.a.v), Mekke’yi fetih edince, Ebû Amir Tâif’e kaçtı. Daha sonra Tâifliler Müslüman olunca da, Şam’a gitti.Ebû Âmir, Kûba köyündeki münafıklara: “-Ben, bu Mirbedinize (Kûba Mescidi’ne) giremem! Muhammed’in Ashâbı, beni görürler ve bana, hoşlanmadığım bir şey eriştirirler!”dedi.Münafıklar da: “-Biz, bir mescid yaparız. Sen, onun içinde yanımızda oturur bize konuşursun!”dediler.Ebû Amir: “-Öyle ise, siz kendi mescidinizi yapınız!”Kûbâ münafıkları, önceleri Kûbâ Mescidinde Mü’minlerle birlikte namaz kılıp dururlarken: “-Ebû Âmir Rum Kayseri’nin yanından gelip içinde namaz kılacak!” diye, Dırar Mescidi’ni yapıp kendi cemâatleriyle Mü’minlerin arasını ayırmak istediler. Dırar Mescidi’ni yapanlar, şu münafıklardı:1-Beni Ubeyd bin Zeydlerden Hizam bin Hâlid, Kendisi, Amr bin Avf oğullarından olup evinden muhalefet ve düşmanlık mescidi olan Dırar mescidine çıkılırdı.2-Beni Ümeyye bin Zeydlerden Sâ’lebe bin Hâtıb.3-Beni Dubay’a bin Zeydlerden Muâttib bin Kuşayr.4-Beni Dubay’a bin Zeydlerden Ebû Hâbibe bin Ezar.5-Beni Âmir bin Avflardan Sehl bin Hûneyf’in kardeşi Abbad bin Huneyf.6-Beni Dubay’alardan Câriye bin Âmir.7-Zeyd bin Câriye.8-Mücemmi bin Câriye9-Beni Dubay’alardan Nebtel bin Hâris (Vakidi’ye göre: Abdullah bin Nebtel.10-Beni Dubay’alardan Bahzec (Vakidi’ye göre: Yezid bin Câriye.11-Beni Dubay’alardan Bicad bin Osman.12. Ebu Lübâbe bin Abdulmünzir’in cemâatından Beni Ümeyye bin Zeydlerden Vedia bin Sâbit.Bunlardan, Mücemmi bin Câriye, Dırar Mescidi cemâatının İmamı idi. Onun hakkında Resûlullâh (s.a.v): “-Yular, Hızam’dan daha iyidir! Kamçı’da, Bicad dan daha iyidir!” buyurmuştur.Abdullah bin Nebtel, Resûlullâh’in yanına gelir, Resûlullâh (s.a.v)’ den işittikleri sözleri Münafıklara ulaştırırdı.Cebrâil (a.s): “-Yâ Muhammed! Münafıklardan bir adam yanına gelip sözlerini dinledikten sonra Münafıklara götürüyor!”dedi.Resûlullâh (s.a.v): “-Onlardan hangisidir bu?”diye sordu.Cebrâil (a.s): “-Çok saçlı, kara tenli, gözleri bakır tencere gibi kızıl, ciğeri merkep ciğeridir. Bakarken şeytanın gözüyle bakar!”dedi.Dırar Mescidini yaparlarken, Resûlullâh (s.a.v) Bahzec’e: “-Yazıklar olsun sana. Şu gördüğüm şeyle ne yapmak istiyorsun?” diye sormuş.O da şöyle demişti: “-Yâ Resûlallâh! Vallâhi iyilikten başka bir şey istemiyorum!”Ebû Lübabe bin Abdül Münzir’de münafık olmadığı halde kötü niyetle yapıldığını bilmediği için Dırar Mescidi yapılırken Onlara kereste yardımında bulunmuştu.Resûlullâh (s.a.v), Tebük’e gitmek üzere hazırlandığı sırada Dırar mescidinin kurucularından bazıları, Vakidi’ye göre: Muâttib bin Kuşayr, Sâ’lebe bin Hatıb, Hızâm bin Hâlid, Ebû Habibe bin Ezar, ve Abdullah bin Nebtel bin Hâris’den kurulmuş ve kendilerini arkadaşlarından arkada kalanlarıda temsil ettiklerini söyleyen beş kişilik bir temsilci heyeti gelib: “-Yâ Resûlallah! Yağmurlu ve kışlı gecelerde hasta ve hacet sahibi olanların namazlarını kılmaları için bir mescid yapmış bulunuyoruz. Sel geldiğinde vadi ile aramızı kesiyor. Kûba Mescidi cemaati ile aramıza engel oluyor. Namazlarımızı kendi mescidimizde, sel çekilip gidince de, onlarla birlikte Kûba Mescid’inde kılacağız. Senin gelib de, şu mescidi-mizin içinde bize namaz kıldırmanı arzu ediyoruz!”demişlerdi.Resûlullâh (s.a.v)’de: “-Ben şimdi sefere çıkmak üzere ve meşgul bulunuyorum. Seferden dönüp gelecek olursak ve Allâh’da dilerse yanınıza gelir, onun içinde size namaz kıldırırım!” buyurmuştur.Asım bin Adiy der ki:“-Resûlullâh (s.a.v) ile birlikte Tebük Seferine gitmeye hazırlanmış- tık. Abdullah bin Nebtel ile Sâ’lebe bin Hatıb’ı Dırar mescidinin oluğunu düzeltirlerken görmüştüm. İşlerinden boşalınca: “-Ey Âsım! Resûlullâh (s.a.v) döndüğü zaman bunun içinde namaz kılmayı bize vaad etti!”dediler. Kendi kendime: “-Vallâhi şu mescidi nifakıyla tanınmış münafıklardan başkası asla yapmaz!”demiştim.Onu, Ebû Habibe bin Ezar, çatmıştı. Oraya Hizam bin Hâlid’in evin-den çıkılırdı. Vedia bin Sabit’de onlar arasında idi. Oysaki Resûlullah ’ın eli ile yapmış olduğu Mescid oradaydı. Cebrâil oradan Beytulllah’ın bulunduğu tarafı işaret etmek suretiyle onu kurdurmuştu. “-Vallâhi biz dönünceye kadar Dırar Mescidini yeren ve onun yapımında söz ve işbirliği yapmış ve yardım etmiş olanları yeren Kûr’ân âyeti iner!”demiştim.Resûlullâh (s.a.v) Tebük’den Medine’ye gelirken Zi Evan’da konak-ladı. Zi Evan’la Medine arası gündüzün belli bir saatin de alınabilecek kadar yakındır. Resûlullâh (s.a.v) Zi Evan’da konakladığı sırada Dırar mescidi kurucuları olan münafıklar gelip Resûlullâh (s.a.v)’i mescidler-ine götürmek istediler. Bunun üzerine gerek Dırar mescidi ve gerek bu mescid halkı hakkında Resûlullâh (s.a.v)’e vahiy geldi. İnen ayetlerde şöyle buyuruldu:“-Birde zarar vermek için Mü’minlerin arasına ayrılık sokmak için ve bundan önce Allâh ve Resûlü ile harb edenin gelmesini bekle-mek için bir bina yapıp onu mescid edinenler ve: “-Bununla İyilikten başka bir şey kast etmedik!”Diye muhakkak yemin edecek olanlar vardır. Allâh, tanıklık eder ki onlar: şüphesiz yalancıdırlar. Sen onun içerisinde hiçbir vakit namaza durma. Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan Mescid senin içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada tertemiz olmalarını arzulamakta olan erler vardır.Allâh’da çok temizlenenleri sever. Binasını Allâh korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi hayırlıdır. Yoksa yapısını yıkılacak bir yerin kıyısına kurup da, onunla birlikte kendisi de birlikte cehennem ateşine çöküp giden kimse mi?”“Allâh, zalimler güruhuna hidayet vermez. Onların kurdukları bina kalplerinde temelli bir şek ve nifaka sebep olacaktır. Meğer ki kalpleri ölümle parçalanmış olsun. Allâh her şeyi bilen her ne yaptı-ğını yerli yerince yapandır!” 1Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v), Beni Sâlim bin Avf’ların kardeşi Mâlik bin Duhşüm ile Beni Aclanların kardeşi Asım bin Adiy’i yanına çağırıb şöyle buyurdu: “-Şu halkı, zalim olan mescide gidinizde yıkınız, yakınız onu!”Mâlik bin Duhşüm ile Âsım bin Adiy acele gittiler. Sâlim bin Avf oğullarının mahallesine (Vâkıdi ye göre: Mescidine vardılar.) Sâlim bin Avf oğulları Mâlik bin Duhşüm’ün kabilesi halkı idi. Mâlik bin Duhşüm Âsım bin Adiy’e (İbn-i İshak ve Tâberiye göre): Ma’n bin Adiy’e: “-Ev halkımdan alacağım ateşle yanına gelinceye kadar beni burada bekle!”dedi.Ve, ev halkının yanına girdi. Yapraklı hurma dallarından bir dal alıp onu ateşledikten sonra koşarak Dırar Mescidine vardılar. Vakit akşamla yatsı arası idi. O sırada Dırar mescidi cemaati içeride idi. Mücemmi bin Câriye de Dırar mescidinin önünde bulunuyordu.Âsım bin Adiy der ki: “-Onların kulaklarını kurt kulakları gibi, yukarıdan bize diktiklerini hala unutmamışımdır!”Dırar mescidini yakıp yıktılar. Mescid yakılıp, yıkılınca münafık cemaati’de dağıldılar. O zaman cemaat arasından içeriden çıkmamakta direnen Zeyd bin Câriye bin Amir’in kaba eti budu yandı. Dırar mescidi’ni yıkıp yerle bir ettiğimiz zaman da hepsi dağıldılar.Ebû Lübabe bin Abdül Münzir iyi niyetle vermiş olduğu kereste enkazını geri alıp evinin yanına onunla bir ev yaptı. Fakat o evde hiçbir zaman ne bir çocuk doğmuş, ne güvercin durmuş, ne de tavuk kuluçkaya yatıp civcivini çıkarmış büyütmüştür. 2Ma’n bin Adiy (r.a) İslâmiyetten önce okuma yazma bilen çok az kişiden biri olduğu için Resûlullâh (s.a.v)’ın Vahy kâtibleri arasında yer almıştır. Resûlullâh (s.a.v) ile birlikte Vedâ Haccına iştirak etmiş, Veda Haccı’nı ifa ettikten sonra Medine’ye geri dönüldü. Kısa bir süre sonra Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatı sırasında fitnelerle karşılaşmaktan korkan bazı Müslümanların: “-Keşke Resûlullâh’dan önce ölseydik!”diye ağlaştıklarını görünce,Ma’n bin Adiy (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın sağlığında olduğu gibi, vefatından sonra da ona bağlılığını göstermek için, önce ölmeyi arzu etmeyeceğini söylemiştir.Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatı üzerine Ensâr’ın hemen toplanıp aralarında birini halife seçmek istediklei sırada oraya gelen Muhacirlerle aralarında epey uzun bir tartışma çıkmış, Benî Saide Sakifesin de yapılan toplantıda uzun bir münakaşaya girişilmişti. Ma’n bin Adiy (r.a) bu esnada yaptığı konuşmalar ve Hz.Ömer’in kendisinin ikna etmesi sonucunda çok güzel bir konuşma yaparak ortalığı yatıştırmıştır. Tercihini Hz.Ebû Bekr (r.a)’dan yana yapmıştır.Hz.Ebû Bekr devrinde irtidat olayları ortaya çıkıp genişlemeye başlayınca Ma’n bin Adiy, Muhacirden olan din kardeşi Zeyd bin Hattab ile birlikte, Hâlid bin Velîd kumandasında ki orduya katılarak yalancı peyğamber Müseylemetü’l-Kezzâb’a karşı yapılacak Yemâme Savaşları’na katıldı. Yemâme Savaşları’nda komutan Hâlid bin Velid tarafından Ma’n bin Adiy, 100 atlıdan oluşan öncü bir süvari birliğinin başına kumandan olarak tayin edildi. Bu savaşta büyük yayarlıklar gesteren Ma’n bin Adiy bir ara Müslümanların bozğuna uğraması karşısında ileriye atılarak: “-Ey Ensâr! Allâh için düşmanlarınıza karşı savaşmak üzere geri dönün!”diye bağırmıştı.Öncülüğünü bizzat yaptığı bu saldırı esnasında zor durumdaki askerlerden bazılarını kurtarmasına rağmen sonunda Muhacir din kardeşi olan Hz.Ömer’in kardeşi Zeyd bin Hattab ile birlikte Yemâme Savaşın’da şehid olmuşlardır. 3Ma’n bin Adiy (r.a)’in çocukları ve hanımları hakkında bir kayıt yoktur. Ayrıca kaç tane hadis rivâyet ettiği de belli değildir.Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- Tevbe-107-110
2- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-16-251-256
3- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-27-554