Ma’kil Bin Yesâr Kimdir?
مَــعْــقِــلُ بْــنُ يَــسَـار
Baba Adı : Yesâr bin Abdullah.
Anne Adı : Bilgi yok.
Doğum Tarihi ve Yeri : Bilgi yok.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicri 59-60. Miladi 679-80 yılları arasında Basra’da vefat ettiği söylenir.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Abdullah.
Kızları : Hind.
Gavzeler : Hudeybiye’den sonraki savaşlara katıldı.
Muhacir mi Ensar mı : Bilgi yok.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : 27 veya 100 civarında.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Ma’kil bin Yesâr bin Abdullah bin Muabbir bin Harâk bin Ubey bin Kâ’b bin Abdi bin Sevr bin Huzme bin Lâtim bin Osman bin Amru bin Udde bin İlyâs bin Mudar el-Müzeni,
Lakap ve Künyesi : Ebû Ali, Ebû Abdullah, Ebû Yesâr.
Kimlerle Akraba idi : Bilgi yok.
Ma’kil Bin Yesâr'ın Hayatı
Ma’kil bin Yesâr (r.a) Müzeni nisbesi dedelerinden Osman bin Amr’ın annesi Müzeyne bint-i Kelb’den gelmektedir. Künyesi hakkında Ebû Abdullah, Ebû Ali, Ebû Yesâr şeklinde üç farklı rivâyet vardır. Hudeybiye Sulh Andlaşması’ndan önce Müslüman olduğu anlaşılmaktadır. Bey’atü’r-Rıdvan’da bulunan haklarında Allâh’ın rızasını müjdeleyen: “-Andolsun Hudeybiye’de o ağacın altında sana bey’at ederler-ken, Allâh, mü’minlerden razı olmuştur. Kalblerinde olanı bilmiş, onlara güven sekinet indirmiş, ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır!” 1Feth sûresinin onsekizinci âyeti’nin indiği ashabdan biridir.Ma’kil bin Yesâr şöyle dedi: “-Resûlullâh (s.a.v) insanlardan ağacın altında biat alırken, ben ağa-cın dallarından birini Resûlullâh (s.a.v)’ın başına değmesin diye kaldırı-yordum. Bizler o gün 1400 kişi idik. Resûlullâh (s.a.v)’e (yalnız) ölmek üzere değil kaçmamak üzere biat ettik!” 2Boşanmış kadınların iddet sûresini tamamladıktan sonra kocalarıyla tekrar evlenmek istemeleri halinde onlara mani olunmamasını emreden:“-Kadınları boşadığınız vakit onlar iddetlerini bitirdiklerinde, aralarında güzelce anlaştıkları takdirde kocalarıyla tekrar evlenme-lerine mâni olmayın!İşte sizden Allâh’a ve âhiret gününe inanmış olanlara, bununla öğüt veriliyor. Bu, sizin için daha iyi, daha temiz-dir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz!” 3Ali İbn-i Ebû Talha, Abdullah İbn-i Abbas’dan rivâyetle diyor ki: “-Bu âyeti kerime, karısını bir ya da iki tâlakla boşayan ve kadının iddetinin bitiminde onunla tekrar evlenmek ve ona dönmek isteyen birisi hakkında nazil olmuştur. Kadın kocasıyle tekrâr evlenmek istemesine rağmen, kadının akrabaları bunu engellemişlerdi. Bu âyette Allâh kadının akrabalarını bundan men’etmiştir!”Tirmizi’nin rivâyet ettiği hadisin metni şöyledir:Ma’kil bin Yesâr’dan:“-O, kız kardeşini Resûlullâh (s.a.v)’ın zamanında Müslümanlardan birisiyle evlendirmiş ve kızkardeşi kocasına vardıktan sonra kocası onu bir talakla boşamıştı. İddeti esnâsında kocası ona geri dönmemiş ve kadının iddeti bitmişti. Bundan sonra kocası onu, o da kocasını istemişti. Sonra kocası ona tâlib olunca Ma’kil bin Yesâr (r.a) eniştesi olan kişiye: “-Ey alçak oğlu alçak, ben onu sana ikrâm etmiş ben seni onunla şereflendirmiş ve seni onunla evlendirmiştim. Sen ise onu tutup boşadın. Allâh’a yemin olsun ki o ebediyyen sana dönmeyecektir!”demişti.Râvi devamla şöyle anlatır:“-Allâh, kocasının ona, onun da kocasına olan ihtiyacını biliyordu: “-Ve kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince artık onları ya iyilikle tutun, veya iyilikle salıverin…. Ve bilinki Allâh şübhesiz her şeyi bilendir!” 4Âyetini indirdi Ma’kil bin Yesâr (r.a), bu âyeti işitince: “-Rabbimin emrini işittim ve O’na itâat ettim!”diyerek kızkardeşinin kocasını çağırdı ve: “-Seni evlendiriyor, onu sana veriyorum!”dedi.İbn-i Merdûyeh; ayrıca Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın: “-Yeminimin keffâretini verdim!”dediğini de ilâve etmektedir.İbn-i Cerir’in İbn-i Cüereyc’den rivâyetine göre:Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın kızkardeşi Cümmel bint-i Yesâr olub Ebû’l- Beddâh’ın nikâhı altıda idi. 5Resûlullâh (s.a.v), Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ı kabilesindeki bazı ihtilaf-ları çözmek üzere kadı (Hakem) olarak görevlendirmişti.Ma’kil bin Yesâr (r.a), Hz.Ömer’in hilafeti döneminde kurulan Basra şehrine ilk yerleşenlerden olup bu şehrin gelişmesinde önemli katkıları olmuştur.Hicri 18. Miladi 639 yıllarında, Hz.Ömer’in, Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ı burada bir sulama kanalı açmak üzere görevlendirdiği, onun da, Basra yakınlarında kendi adıyla anılan Nehr-i Ma’kil kanalını açtırdığı rivâyet edilir. Bir rivâyete göre ise Ebû Mûsâ el-Eş’ari kazdırmış, Hz.Ömer onu Ma’kil bin Yesâr’ın eliyle açılmasını istemiştir.Daha sonra Ziyâd tarafından Übülle’de kazdırılan bir su kanalının açılışı’da hayatta olan az sayıdaki sahâbiden biri olması dolaysiyle ona yaptırılmıştır. Ziyâd, Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın âilesine Basra’da iktâ yolu ile araziler tahsis etmişti. Burada yetişen bir tür hurmaya ona nisbetle “Ma’kili”denilmiştir.Ma’kil bin Yesâr (r.a), Hz.Ali döneminde İran fetihlerine katılmış, Abdullah bin Abbas (r.a)’ın, Basra valisi olduğu sıralarda Abdullah bin Amr, bin Küreyz’in İstahr şehrini ikinci fethinde de ordunun bir kanadına kumanda etmiştir.Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın ölümüyle sonuçlanan ağır hastalığı sırasında kendisini Vali Ubeydullah bin Ziyâd’ın ziyaret ettiğine ve ölünce de cenaze namazını Ubeydullah’ın kıldırdığına dair rivâyetlerden Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın Ubeydullah’ın öldürüldüğü tarih olan Hicri 66. Miladi 685-86 yılından önce vefât ettiği anlaşılmaktadır.Ma’kil bin Yesâr (r.a)’ın ölümüyle ilgili olarak İbn-i Kesir Hicri 59. Miladi 679 senesini verirken, Buhâri, onu Hicri 60-70 Miladi 680-690 yılları arasında vefat edenler içinde zikreder.Sahih ve sünen türü hadis mecmualarında Ma’kil bin Yesâr (r.a)’dan sınırlı sayıda hadis rivâyeti bulunsa da Ahmed İbn-i Hanbel’in el-Müsned ’inde ondan yirmi yedi, Taberâni’nin el-Mu’cemü’l kebir’inde mükerrer-leriyle birlikte yüz civarında rivâyet mevcuddur.Kendisi Nu’mân bin Mukarrin’den rivâyette bulunmuş, ondan da kızı Hind, oğlu Abdullah, mevlâsı Habib el-Muallim ile İmrân bin Husayn, Amr bin Meymûn, Ebû Osman en-Nehdi, Hasan-ı Basri, Muâviye bin Kurre, Nâfi’ bin Ebû Nâfi’, Ebû Hâlid el-Beceli, Alkame bin Abdullah, Ebû’l- Esved Müslim bin Mihrâk gibi râviler hadis rivâyet etmişlerdir. 6Ma’kil bin Yesâr (r.a)’dan demiştir ki:“-Bir adam Resûlullâh (s.a.v)’e gelerek; “-Ben güzel ve soylu bir kadın buldum, yalnız çocuk doğurmuyor, onunla evlenebilir miyim?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v)’de: “-Hayır!”diye cevab verdi.Sonra kendisine o adam ikinci defa geldi onu bundan men’etti. sonra üçüncü defa geldi. Bunun üzerine: “-Kocalarını çok seven, çok doğuran, kadınlarla evleniniz. Çünkü, Ben, Kıyâmet gününde sizlerin çokluğuyla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim!”buyurdular. 7Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- Feth-18
2- Buhâri-Meğazi-36
3- Bakara-232
4- Bakara-231
5- Hadislerle Kûr’an-ı Kerim Tefsiri İbn-i Kesir. Dr.Bekir Karlıağa-Dr.Bedreddin çetiner. Çağrı Yayınları 1991 İstanbul- Cild-3-Sayfa-232
6- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-27-445
7- Sünen-i Ebû Dâvud-Nikah-Bab-12-No-2050