Muâykib Bin Ebi Fâtıma Kimdir?
فـَـا طِــمَــة مُــعَــيــقِــبُ بْــنُ اَبـِـي
Baba Adı : Ebi Fâtıma el’Devsi el Ezdi.
Anne Adı : Bilgi yok.
Doğum Tarihi ve Yeri : Tarih yok, Mekke veya Yemen doğumludur.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicri 40. Miladi 660 yılında vefat etti.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Muhammed, Hâris.
Kızları : Bilgi yok.
Gavzeler : Hayber sonrası bazı seferlere katıldı.
Muhacir mi Ensar mı : Mekke, 2.Habeşistan Medine Muhacirdir.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : 7 tane.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Muâykıb bin Ebi Fâtıma, ed-Devsi,el-Ezdi- dir. Muâykıb Abdişşems bin Abdi Menaf bin Kusay oğullarının veya Said bin As, ya da, Utbe bin Rebiâ’nın Müttefiki idi kendisinin Said bin Âs’ın âzadlı kölesi olduğu da söylenir.
Lakap ve Künyesi : Bilgi yok.
Kimlerle Akraba idi : Bilgi yok.
Muâykib Bin Ebi Fâtıma'nın Hayatı
Muâykib (r.a) Mekke’de ilk sıralarda müslüman olmuş ve Allâh yolunda Habeşistan ülkesine yapılan ikinci Habeşistan hicretine katılmış oradanda Medine’ye hicret edib Resûlullâh (s.a.v)’ın yanına gelmiştir. Muâykib (r.a) ilk Müslümanlardan olub İslâmiyeti kabul etmesinde, Müslümanlar Mekke’de muhasara altında iken Resûlullâh (s.a.v) ile gizlice görüşüb kabilesine dönen hemşehrisi şair Tufeyl bin Amr’ın rolü bulunmak-tadır. Abdüşşemsoğulları’nın müttefiki olduğu söylenmekle beraber Said bin Âs âilesinin veya Utbe bin Rebiâ’nın müttefiki, yahut Said bin Âs’ın âzadlısı olduğu da ihtilaflı bir şekilde rivâyet edilmektedir.Muâykib bin Ebi Fâtıma (r.a), Yemen’deki Devs kabilesindendir. Bu kabile Ezd kabilesi’nin bir koludur. Ve, Mekke’deki beni Abdişşems veya beni Ümeyye’nin halifidir. Muâykib’in neseb silsilesi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanamamıştır. Ayrıca bu sahabenin Yemen’de doğduğu bilin-mekte, ancak doğum tarihi ise bilinmemektedir.Muâykib bin Ebi Fâtıma, İslâmiyetin ilk davet günlerinde Mekke’de Müslüman olmuştur. Bu sebebten dolayı da Kureyşli müşrikler tarafından çeşitli eziyetlere ve işkencelere uğratılmıştır. Bunlara ikinci Habeşistan seferine kadar sabretmiş ve Habeşistan’a yapılan ikinci hicrette kafile içinde bulunmuştur. Bazı eserlerde: Muâykib, Hâlid bin Said, bin Âs’ın kölesi iken satın alınarak âzad edilmiştir de denilmektedir.Muâykib (r.a), Bey’atü’r-Rıdvân’a ve Habeşistan’a yapılan ikinci hicrete katıldı. Oradan Ca’fer bin Ebû Talib’le birlikte Medine’ye hicret ettiklerinde Resûlullâh (s.a.v), Hayber’in Fethiyle meşğul olduğunu öğre-nince Hicri 7. Miladi 628 yılında Resûlullâh’ın yanına gittikleri ve ğazveye katılmadıkları halde kendilerine pay verildiği belirtilmiştir.Ayrıca Muâykib’ın Habeşistan hicretinin ardından Memleketine döndüğü ve kabilesinden kalabalık bir ğrubla birlikte Medine’ye hicret ettikten sonra aralarında kurdukları bir heyette ye alarak Hayber’e gittiğidezikredilmiştir. Muâykib’in Bedir Ğazvesi’ne iştirak ettiğini kaydeden müelliflere dayanarak onun Medine’ye daha önce geldiğini söylemek mümkünse de Zehebi bu rivayetin sahih olmadığını söylemektedir.Muâykib bin Ebi Fâtıma (r.a) Resûlullâh’ın zamanında diplomatik mektublarını yazdırdığı kâtiblerinden biri olan Muâykib (r.a), aynı zaman-da Resûlullâh (s.a.v)’ın mühürdarlığı görevini yürütmüştür. Resûlullâh’ın parmağında bulunan yüzük şeklindeki mührünü hazırlanan resmi evraka basması için Muâykib’a verdiği onunda bu mührü evraka bastıktan sonra Resûlullâh’a iade ettiği anlaşılmaktadır.Muâykib’ın bu görevini halife Hz.Ebû Bekr, Hz.Ömer ve Hz.Osman zamanında da sürdürdüğü, ilk iki halifenin onu ayrıca beytülmalden sorum-lu memur tayin ettikleri de belirtilmektedir.Hz.Osman’ın halifeliği zamanında Eris Kuyusu’na düştüğü ve bütün aramalara rağmen bulunamadığı bilinen mührün bu kuyuya Muâykib’ın elinden düştüğü de rivâyet edilmektedir.Hz.Ömer’in hilafeti sırasında cüzzam hastalığına yakalanan Muâykib bin Ebi Fâtıma ile bizzat halife Hz.Ömer ilğilenmiş, Yemen’den getirttiği iki doktorun uyğuladığı tedavi sayesinde Muâykıb’ın hastalığı ve bir daha nüksetmemiştir.Muâykib (r.a)’ın İfrikiye’nin fethi sırasında Hicri 29. Miladi 649-50 veya Hz.Osman’ın hilafetinin sonunda Hicri 35.Miladi 656 yılında vefat ettiği belirtilen Muâykib’ın Hicri 40. Miladi 660 yılında Hz.Ali’nin halife olduğu ilk dönemde vefat ettiğini, hatta bu tarihten sonra dahi yaşadığını ileri sürenler bulunmaktadır.Muâykib (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’den iki veya yedi hadis rivâyet etmiş, kendisinden de iki oğlu Muhammed ve Hâris ile torunu İyâs bin Hâris, ayrıca Ebû Seleme bin Abdurrahman bin Âvf, rivâyetlerde bulun-muş bu rivâyetler Kütüb-i Sitte yanında Ahmed İbn-i Hanbel’ın el-Müsned’i ile Dârimi’nin es-Sünen’i gibi kaynaklarda da yer almıştır. 2Muâykıb (r.a)’ın hanımının ismi bilinmemektedir. Çocuklarından yal-nız Muhammed ve Hâris’ın ismi tesbit edilebilmiştir.Başka kaynaklarda ise şöyle de denilir:Muâykıb bin Ebi Fâtıma (r.a) Hayber Seferi’nden döndükten sonra Resûlullâh (s.a.v), Muâykib’ı Ashab-ı Suffe arasına dahil etmiştir. O da, Resûlullâh (s.a.v)’ın hizmetlerinde bulunmaktan büyük şeref ve memnunluk duymuş ve huzurunda bulunarak ondan bir hayli feyz almıştır.Muâykib (r.a), Medine devrinde Resûlullâh’ın mühürcülük vazifesi ile görevlendirilerek yazılan bütün mektubların altlarına Resûlullâh (s.a.v)’ın mührünü basmıştır. Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatından sonra Hz.Ebû Bekr ve Hz.Ömer (r.a), bu işi yine ona vermişlerdir. Ayrıca itimad edilir bir şahıs olması hasebiyle ilk iki halife devrinde beytülmal eminliğine getirtilerek bu vazifeyi layıkıyla yapmıştır.Muâykib bin Ebi Fâtıma (r.a), Sahabe-i Kirâm’ın ileri gelenlerinden ve ilk Müslümanlardan olduğu için, Hz.Ömer (r.a), kendisine çok itibar ederdi. Hatta cüzzam hastalığına yakalandığı zaman, bizzat kendi eliyle ona ilaç getirmişti. Bu arada ülkenin bütün meşhur tabiblerini de Medine şehrine davet ederek Muâykib (r.a)’nı muayene ettirmiştir. Nihayet iki Yemenli tâbibin yapmış olduğu bir ilaç, kendisini tamamen değilse bile muvakkaten iyileştirmişti.Eski devirlerde cüzzam hastalığına yakalanan bir kimse toplumdan tecrid edilirdi. Fakat Muâykib (r.a)’i Hz.Ömer, hiç tecrid ettirmedi. Hatta onunla birlikte yemek yiyerek gönlünü hoş etmişti. Muâykib (r.a)’in itiraz-larına karşı da: bu iş sana mahsusdur deyib onun hastalığını küçümseyerek ona karşı muhabbetini göstermiştir. 3Hârise bin Zeyd (r.a) anlatıyor:Hz.Ömer (r.a), bir akşam yemeğine davet edilmişti. Orada Ömer (r.a)’ın sohbet ve hicret arkadaşı olan fakat cüzzama yakalanan Muâykib bin Ebi Fâtıma da vardı. Ömer (r.a) ona dönerek: “-Yaklaş ve otur Allâh’a yemin ederim ki, eğer başka birisi olsaydı bana bir mızrak boyu mesafeden fazla yaklaşamazdı!”dedi. 4Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-3-2202- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-30-337
3- Ashâb-I Kirâmın Meşhurları-Hayati Ülkü-577
4- M.Yusuf Kandehlevi Hadislerle Müslümanlık-3-1057