HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Kızılay’ın çadır satmasını Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) taşıdı.Sürücü, Meclis Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde “6 Şubat tarihinde Maraş merkezli yaşanan iki büyük depremde Türkiye toplumu derin acılar yaşadı, yaşamaya devam ediyor” vurgusunu yaptı. Resmi rakamlara göre yaklaşık 45 bin kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Sürücü, hayatta kalanların ise yaşam mücadelesi verdiğini ifade ederek “Soğuk kış günlerinin hâkim olduğu bugünlerde evlerini, yaşam alanlarını, mahallelerini terk etmek istemeyen, gidecek yeri olmayan yüz binlerce depremzede yurttaş en temel haklardan olan barınma hakkının devlet tarafından temini için beklemektedir” dedi.
“Depremin üzerinden 21 gün geçmesine rağmen hala daha çadırların ulaşmadığı birçok nokta olduğu bilinmektedir” diyen Sürücü, şöyle devam etti: “Dayanışmak için çadır yollayan yurttaşlar, Sivil Toplum Kurumları, siyasi partiler olsa da barınma hakkını en temelden sağlaması gereken kimi kurumların ve devlet organizasyonlarının skandalı ise bitmiyor. Kızılay’ın elindeki çadırları 46 milyon karşılığında depremin üçüncü gününde AHBAP derneğine satması bu skandallarında başında geliyor. Kızılay’ın ilk günden beri deprem bölgesinde neredeyse yok denecek şekilde az olmasının yanı sıra elindeki 2050 çadırı para karşılığında AHBAP derneğine satmış olması, zor günlerden geçtiğimiz şu dönemde kabul edilebilir değildir. Kızılay’ın elindeki çadırları, kuruluş misyonuna uygun olarak deprem bölgesinde kendisinin göndermesi gerekirken, bir satış işlemi gerçekleştirmesi ve Kızılay Başkanı tarafından bu işlemin “ahlaki, akılcı ve yasal” olarak savunulması akıl dışıdır. Ayrıca Kızılay Başkanı, doğrudan Kızılay tarafından deprem bölgesine gönderilmesi gerekilen bu çadırların, AHBAP aracılığı ile AFAD’ın gösterdiği yere sevk edildiklerini dile getirmiştir. Bu olay, Türkiye’de çadır tedariki ve deprem bölgesine taşınması konusunda devletin sorumluluğunu bir kez daha sorgulatan, sorumlulukların yerine getirilmediği durumunu açığa çıkartan ve yasal yükümlülüklerin uygulanıp uygulanmadığı sorusunu doğuran skandal olaylardan biri olmaya devam ediyor. Skandalın devamı ise, bu durumu 26 Şubat günü İstanbul’da protesto etmek isteyen yurttaşlara emniyet güçleri tarafından şiddet ve gözaltı işlemi uygulanmasıdır. Kızılay hakkında ise başlatılan herhangi bir soruşturma bulunmamaktadır.”Sürücü, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması talebiyle Kızılay’ın çadır satmasına ilişkin şu soruları sordu:“1- Kızılay’ın elindeki 2050 çadırı AHBAP derneğine para karşılığı satması olayı medyada yer almadan önce bilginiz dahilinde miydi? Bilginiz dahilinde ise olaya dair herhangi bir tutum alındı mı? 2- Kızılay’ın böylesi büyük bir afet durumunda elindeki çadırları deprem bölgesine iletmesi gerekirken, çadırları para ile satması Kızılay Başkanının dediği gibi “ahlaki, akılcı ve yasal” mıdır? Hangi yasal dayanak çerçevesinde bu işlemi yapmışlardır? 3- Yurttaşların kendi imkanları ile dahi çadır alıp deprem bölgelerine göndermeye çalıştığı bu zorlu süreçlerde Kızılay neden kendi elindeki çadırları doğrudan deprem bölgesine göndermemiştir? 4- İlk günden beri ciddi bir çadır ihtiyacının olduğu bölgede, devlet Kızılay’dan talep etmesi gereken bu çadırları neden talep etmemiş, bölgeye gönderilmesi için adım atmamıştır? 5- Kızılay hakkında yürütülen bir soruşturma mevcut mudur? Değilse, bu skandala dair bir soruşturma başlatılacak mıdır?”
