Baba Adı : Cahş bin Riyâb, el-Esedi.
Anne Adı : Ümeyme bint-i Abdülmuttalib.
Doğum Tarihi ve Yeri : Takriben Miladi 594. yılda Nübüvvetten 16 yıl kadar önce Mekke’de doğdu.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Tarih yok. Medine’de vefat etti. Kabri ise; Cennetü’l-Baki’dedir.
Fiziki Yapısı : Güzel bir hanımefendiydi.
Eşleri : 1-Uhud’da şehid olan Mus’ab bin Ûmeyr. 2-Aşere-i Mübeşşere’den Talha bin Ûbeydullâh (r.a).
Oğulları : Muhammed bin Talha es-Seccad, Amr bin Talha, İmran bin Talha.
Kızları : Zeyneb bint-i Mus’ab.
Gavzeler : Bazı seferlerde geri hizmetlerde bulundu.
Muhacir mi Ensar mı : Mekke’den Medine’ye, Muhacir dir.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : 1 tane.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Hamne bint-i Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire bin Mürre bin Kesir bin Ganm bin Dûdan bin Esed bin Huzeyme el-Kureyşi el-Esedi dir.
Lakap ve Künyesi : Ümmü Habibe denilirdi.
Kimlerle Akraba idi : Ezvac-ı Tâhirat’dan, Resûlullâh (s.a.v)’ın yedinci eşi ve halası Ümeyme’nin kızı Zeyneb bint-i Cahş’ın, kız kardeşi, Ümmü Habibe bint-i Cahş, Abdullah bin Cahş, Ebû Ahmed, bin Cahş’ın, da kız kardeşleridir.
Hamne bint-i Cahş (r.a), Takriben Miladi 594. yılda Nübüvvetten 16 yıl kadar önce Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Babası: Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire’dir. Annesi ise; Resûlullâh (s.a.v)’in halası Ümeyme bint-i Abdülmuttalib’dır. Resûlullâh (s.a.v) ile dayı hala çocukları olmakta idiler. Kabile neseb ve soyu: Hamne bint-i Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire bin Mürre bin Kesir bin Ganm bin Dudan bin Esed bin Huzeyme bin Mudrike bin İlyas bin Mudar’dır. Bazı kaynaklarda onun künyesi Ümmü Habibe olarak geçer ise de bu ihtilaflıdır. Sağlam değildir.Hamne bint-i Cahş’ın kabilesi, cahiliye devrinde Benî Abdişşems kabilesinin veya bu kabileden Harb bin Ümeyye’nin halifi andlaşmalısı idi. Harb bin Ümeyye ise, meşhur Ebû Süfyân Sâhr bin Harb’ın babasıdır. Hamne, Cahş’ın üç kızından biri olup diğer ikisi Ümmü’l Mü’minin Zeyneb ile Ümmü Habibe’dir. Bazı kaynaklarda Ümmü Habibe ile Hamne aynı hanım kişi zannedilib, Hamne’nin künyesinin Ümmü Habibe olduğu söylenmiş. Buna bağlı olarak da Abdurrahman bin Avf’dan Hamne’nin kocası diye söz edilmiştir. Bu doğru değildir.Hamne bint-i Cahş (r.a), Âilesi ile İslâm dinine giren ilklerdendir. Resûlullâh (s.a.v) Darü’l-Erkam’a girib orada, halkı İslâmiyete gizlice dâvete başlamasından önce Müslüman olmuştur. Sabikunu evvelindendir. Müslüman olduktan sonra Mekke’deki evlerini kapatarak tüm âile, önce Habeşistan’a hicret eden, ikinci Habeşistan muhacirleri ile Habeşistan’a tekrar hicret etmiştir. Bilâhere Mekke’ye geri gelib, sonra da Medine’ye hicret etmişlerdir. Bazı kaynaklarda ise: Hamne bint-i Cahş (r.a)’nın diğer kardeşleri ile birlikte Habeşistan’a hicret etmediği de söylenmektedir.Hamne bint-i Cahş (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın halası Ümeyme’nın kızı olmakla beraber aynı zamanda Ezvac-ı Tâhirattan olan Zeyneb bint-i Cahş (r.a)’ın kız kardeşidir. Zeyneb bint-i Cahş ise: ilk önceleri, Zeyd bin Hârise ile evlendi, daha sonraları ondan boşanıb, Resûlullâh ile evlendı. dolayısıyla Hamne bint-i Cahş (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın baldızı olurdu. Diğer erkek kardeşi, Uhud şehidi olan Abdullâh bin Cahş (r.a)’dır.Diğer kardeşi Ubeydullâh bin Cahş ise, Habeşistan’da irtidat edip kafir olarak öldü. Dul kalan eşi Ümmü Habibe daha sonraları Resûlullâh, nikahladı ve Ezvac-ı Tâhirattan oldu. Diger bir erkek kardeşi ise; Ebû Ahmed Abd bin Cahş (r.a)’dır. Diğer bir kız kardeşi ise: Abdurrahman bin Avf’ın hanımı Ümmü Habibe bint-i Cahş (r.a)’dır.Hamne bint-i Cahş, İslamiyet’in ilk devirlerinde Âilece Müslüman olmuş, ve, Âilece Mekke’den Medine’ye hicret eden ilk İslâm kadınların- dandır. Medine’ye gelince de, Kuba Köyü’nde Ensâr’dan, Mübeşşir bin Abdülmünzir’ın evine misafir olmuşlardır. Daha sonraları ise, Hamne bint-i Cahş (r.a), Medine’de Muhacirinden Mus’ab bin Umeyr (r.a) ile evlen-mişti. Bu mutlu evliliklerinden isminin Zeyneb olduğu söylenen bir kız çocukları dünyaya gelmiştir.Hicretin üçüncü yılı Şevval ayında meydana gelen Uhud Savaşı’nda Müslümanların bozulub, Resûlullâh (s.a.v)’in Uhud’da şehid olduğu yol-unda gelen kötü haberler Medine’ye ulaşınca ondört veya ondokuz kadın yaralıları sulamak ve yaralarını sarmak için yiyecek, içecek malzemeleri ile Uhud’a yaya koşub gelmişlerdi. İçlerinde Resûlullâh (s.a.v)’in kızı ve Hz.Ali’nin zevcesi Hz.Fâtıma, Hz.Âişe, ile Ümmü Süleym, halası kızı ve Abdullâh bin Cahş’ın bacısı, Mus’ab bin Umeyr’in eşi, Hamne bint-i Cahş (r.a)’da vardı.Enes bin Mâlik (r.a) der ki:“-Uhud Savaşı’nda halk bozulub, Resûlullah (s.a.v)’in yanından dağ-ıldıkları zaman, Âişe bint-i Ebû Bekr ile Ümmü Süleym bint-i Milhan’ı gördüm. Tesettür emri henüz gelmemiş olduğu için kollarını sıvamışlardı. Halhaları görünüyordu. Arkalarında kırbalarla çabuk, çabuk su taşıyorlar, yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. Kırbaları boşaldıkça hemen geriye dönüp, Uhud’daki Kanat deresinden kırbalarını doldurduktan sonra acele geri geliyorlar, yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. 1Mus’ab bin Ümeyr (r.a)’in zevcesi, ve Abdullah bin Cahş’ın kız kardeşi Hamne bint-i Cahş yaralıları sulamak için Uhud’a gelen kadınlar arasında idi. Hamne’ye şehid olan kardeşi Abdullâh bin Cahş’ın şehâdet haberini verdikleri zaman Hamne bint-i Cahş (r.a):“-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun: Bizler Allâh içiniz ve dönüşümüz Allâh’a dır. Âyetini okudu. Kardeşi için Allâh’dan mağfiret ve rahmet diledi. Hamne’ye, dayısı Hamza bin Abdülmuttalib’in de şehid düştüğünü haber verdiler. Hamne yine:“-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun: Bizler Allâh içiniz dönüşümüz Allâh’a dır. Âyetini okudu. Ona da Allâh’n Rahmet ve mağfiretini diledi.Hamne’ye, kocası Mus’ab bin Umeyr’in şehid düştüğü haber veri-lince, O, acı bir çığlık kopardı.Farklı bir rivâyette ise şöyle denilir:Hamne, Resûlullâh (s.a.v)’ın yanına gelince, Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Dayın Hamza için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Allâh, Ona rahmet ve mağfiret etsin! Onu, şehidlik ecriyle müjdelesin ve sevindirsin!”dedi.Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Kardeşin Abdullâh bin Cahş için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Allâh, Ona rahmet ve mağfiret etsin! Onu, şehidlik ecriyle müjdelesin ve sevindirsin!”dedi.Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Kocan Mus’ab bin Umeyr için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Aahh Mus’ab ah! Vay benim bu başıma gelenlere! Ah savaş ah!” diyerek feryat etti. Bunun üzerine, Resûlullâh (s.a.v): “-Hiç şüphesiz, kadının yanında erkeğinin ayrı bir yeri, ayrı bir mev-kii vardır. Hamne kardeşinin, dayısının acısına dayanabildi. Fakat kocası-na gelince dayanamadı. Çığlığı kopardı!”buyurdular. 2Hamne bint-i Cahş (r.a), hicri üçüncü yılın Şevval ayından sonra Zeyneb ismindeki kızı ile dul kaldı. Daha sonra Hicri beşinci yılda meydana gelen Beni Mustalik, veya diğer adıyla, Müreysi Ğazvesi’nde İslâm tarihinde ismini yeniden duyurmuştur. Özellikle bu Ğazve’de Hz.Âişe (r.a)’ya yapılan “ifk” iftira olayına iştirak etmiş ve sonunda Had cezasına tabi tutulmuştur.Hz.Âişe (r.a) bu olayı up uzun anlattıktan sonra şöyle demektedir:“-Bu işi büyütüb velveleye verenler, Abdullâh İbn-i Ubey, bin Selül ile birkaç Hazrecli, Mıstah bin Üsâse ve Hamne bint-i Cahş idi. Hamne-’nin kız kardeşi Zeyneb, Resûlullâh (s.a.v)’ın yanında O’nun zevcesi idi. Hamne, güya beni çekiştirerek bacısı Zeyneb’in dışındaki Resûlullâh’ın hanımlarını Resûlullâh’ın gözünden düşürmek istiyordu. Onun dedikodu yapmasının sebebi buydu. Fakat Zeyneb’in bunda azıcık bir günahı dahi yoktur. Allâh onu korumuştur. Zeyneb, benim hakkımda iyilikten başka hiçbir şey söylememiştir. Hamne ise, beni kız kardeşine rakib görerek veryansın etmiş ve bu yüzden günahkâr olmuştur.Daha sonra, Resûlullâh (s.a.v), halkın toplu halde bulunduğu yere giderek onlara hitab etti. Bu husustaki Kûr’ân-ı Kerim âyetlerini okudu. Daha sonra da yanına, Mıstâh bin Üsase, Hassân bin Sâbit, ve Hamne bint-i Cahş’ı çağırtarak iftiraları sebebiyle kendilerine Şeriât’ın emrettiği ifk olayından dolayı had cezasını tatbik etti.”Bu olaylardan bir müddet sonra, Hamne bint-i Cahş (r.a), Aşere’i Mübeşşere’den Talha bin Ubeydullâh (r.a) ile evlendi. Bu evliliklerinden Muhammed bin Talha, Amr bin Talha ve İmran bin Talha adlarında üç erkek evladı dünyaya gelmiştir. Bu oğullarından, Seccad lakabıyla anılan kahraman oğlu Muhammed bin Talha, Cemel Vakâ’sında babası Talha bin Ubeydullâh’la aynı günde şehid olmuştur. Diğer oğlu İmrân ise: Fadl bin Abbas’ın kızı Ümmü Külsüm ile evlenmiş, nesli devam etmemiştir. Diğer oğlu Amr için, elimizde hiçbir belge ve bilgi bulunmamaktadır.Uhud şehidi Mus’ab bin Umeyr’den olan kızı Zeyneb bint-i Mus’ab ise; Ümmü Seleme (r.a) validemizin kardeşinin oğlu olan Abdullah bin Abdullah bin Ebi Ümeyye ile evlenmiş ve ondan Muhammed ve Mus’ab isimli oğulları, Karibe isimli bir kızı olmuştur.Uhud Ğazvesi’ne katılıb, savaşanlara su dağıtan, ve yaralıları tedavi eden kadınlardan olan Hamne bint-i Cahş (r.a)’ya, Resûlullâh (s.a.v) tara-fından Hayber’de otuz vesk yiyecek verilmiştir. Ayrıca Hamne bint-i Cahş’ın hayız dönemi bittikten sonra da kan kaybettiği ve bu durumunu kız kardeşi Zeyneb’in evine giderek, bizzat Resûlullâh’a, anlatıp kadın-ların özür hükmünün Müslüman kadınlar için nasıl, ve böyle bir durumda neler yapmaları gerektiği hakkında ümmetin kadınlarına fıkıh yönünden bir ışık tutmaya vesile olmuştur. Bu hadisenin kız kardeşi Ümmü Habibe içinde söylendiğini anlatmıştık..Hamne bint-i Cahş (r.a)’dan bir tane hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Kendisinden; oğulları, rivâyet etmişlerdir. Bilhassa oğlu İmran bin Talha bin Ubeydullah, Torunu İbrahim bin Muhammed, bin Talha’da amcası ve ninesinden hadis-i şerif rivayetinde bulunmuştur. Torunu İbrahim bin Muhammed bin Talha’nın ninesi Hamne’den hadis rivayet etmesi, Hamne binti Cahş (r.a)’nın uzun müddet yaşamış olduğunu açıkça göstermek-tedir. Vefat tarihi ise kesin olarak belli değildir. Sadece Medine’de vefat ettiği ve Cennetü’l-Baki Kabristanlığına defnedildiği söylenir. 3Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.
1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-10-199
2- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-10-208
3- Ashâb-ı Kirâmın Meşhurları-Hayati Ülkü-449-451-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-15-497-Konunun akışına göre her iki kaynaktan Montajlandı.
Anne Adı : Ümeyme bint-i Abdülmuttalib.
Doğum Tarihi ve Yeri : Takriben Miladi 594. yılda Nübüvvetten 16 yıl kadar önce Mekke’de doğdu.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Tarih yok. Medine’de vefat etti. Kabri ise; Cennetü’l-Baki’dedir.
Fiziki Yapısı : Güzel bir hanımefendiydi.
Eşleri : 1-Uhud’da şehid olan Mus’ab bin Ûmeyr. 2-Aşere-i Mübeşşere’den Talha bin Ûbeydullâh (r.a).
Oğulları : Muhammed bin Talha es-Seccad, Amr bin Talha, İmran bin Talha.
Kızları : Zeyneb bint-i Mus’ab.
Gavzeler : Bazı seferlerde geri hizmetlerde bulundu.
Muhacir mi Ensar mı : Mekke’den Medine’ye, Muhacir dir.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : 1 tane.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Hamne bint-i Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire bin Mürre bin Kesir bin Ganm bin Dûdan bin Esed bin Huzeyme el-Kureyşi el-Esedi dir.
Lakap ve Künyesi : Ümmü Habibe denilirdi.
Kimlerle Akraba idi : Ezvac-ı Tâhirat’dan, Resûlullâh (s.a.v)’ın yedinci eşi ve halası Ümeyme’nin kızı Zeyneb bint-i Cahş’ın, kız kardeşi, Ümmü Habibe bint-i Cahş, Abdullah bin Cahş, Ebû Ahmed, bin Cahş’ın, da kız kardeşleridir.
Hamne Bint-i Cahş Hayatı
Hamne bint-i Cahş (r.a), Takriben Miladi 594. yılda Nübüvvetten 16 yıl kadar önce Mekke-i Mükerreme’de doğdu. Babası: Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire’dir. Annesi ise; Resûlullâh (s.a.v)’in halası Ümeyme bint-i Abdülmuttalib’dır. Resûlullâh (s.a.v) ile dayı hala çocukları olmakta idiler. Kabile neseb ve soyu: Hamne bint-i Cahş bin Riyâb bin Yâ’mer bin Sabire bin Mürre bin Kesir bin Ganm bin Dudan bin Esed bin Huzeyme bin Mudrike bin İlyas bin Mudar’dır. Bazı kaynaklarda onun künyesi Ümmü Habibe olarak geçer ise de bu ihtilaflıdır. Sağlam değildir.Hamne bint-i Cahş’ın kabilesi, cahiliye devrinde Benî Abdişşems kabilesinin veya bu kabileden Harb bin Ümeyye’nin halifi andlaşmalısı idi. Harb bin Ümeyye ise, meşhur Ebû Süfyân Sâhr bin Harb’ın babasıdır. Hamne, Cahş’ın üç kızından biri olup diğer ikisi Ümmü’l Mü’minin Zeyneb ile Ümmü Habibe’dir. Bazı kaynaklarda Ümmü Habibe ile Hamne aynı hanım kişi zannedilib, Hamne’nin künyesinin Ümmü Habibe olduğu söylenmiş. Buna bağlı olarak da Abdurrahman bin Avf’dan Hamne’nin kocası diye söz edilmiştir. Bu doğru değildir.Hamne bint-i Cahş (r.a), Âilesi ile İslâm dinine giren ilklerdendir. Resûlullâh (s.a.v) Darü’l-Erkam’a girib orada, halkı İslâmiyete gizlice dâvete başlamasından önce Müslüman olmuştur. Sabikunu evvelindendir. Müslüman olduktan sonra Mekke’deki evlerini kapatarak tüm âile, önce Habeşistan’a hicret eden, ikinci Habeşistan muhacirleri ile Habeşistan’a tekrar hicret etmiştir. Bilâhere Mekke’ye geri gelib, sonra da Medine’ye hicret etmişlerdir. Bazı kaynaklarda ise: Hamne bint-i Cahş (r.a)’nın diğer kardeşleri ile birlikte Habeşistan’a hicret etmediği de söylenmektedir.Hamne bint-i Cahş (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın halası Ümeyme’nın kızı olmakla beraber aynı zamanda Ezvac-ı Tâhirattan olan Zeyneb bint-i Cahş (r.a)’ın kız kardeşidir. Zeyneb bint-i Cahş ise: ilk önceleri, Zeyd bin Hârise ile evlendi, daha sonraları ondan boşanıb, Resûlullâh ile evlendı. dolayısıyla Hamne bint-i Cahş (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın baldızı olurdu. Diğer erkek kardeşi, Uhud şehidi olan Abdullâh bin Cahş (r.a)’dır.Diğer kardeşi Ubeydullâh bin Cahş ise, Habeşistan’da irtidat edip kafir olarak öldü. Dul kalan eşi Ümmü Habibe daha sonraları Resûlullâh, nikahladı ve Ezvac-ı Tâhirattan oldu. Diger bir erkek kardeşi ise; Ebû Ahmed Abd bin Cahş (r.a)’dır. Diğer bir kız kardeşi ise: Abdurrahman bin Avf’ın hanımı Ümmü Habibe bint-i Cahş (r.a)’dır.Hamne bint-i Cahş, İslamiyet’in ilk devirlerinde Âilece Müslüman olmuş, ve, Âilece Mekke’den Medine’ye hicret eden ilk İslâm kadınların- dandır. Medine’ye gelince de, Kuba Köyü’nde Ensâr’dan, Mübeşşir bin Abdülmünzir’ın evine misafir olmuşlardır. Daha sonraları ise, Hamne bint-i Cahş (r.a), Medine’de Muhacirinden Mus’ab bin Umeyr (r.a) ile evlen-mişti. Bu mutlu evliliklerinden isminin Zeyneb olduğu söylenen bir kız çocukları dünyaya gelmiştir.Hicretin üçüncü yılı Şevval ayında meydana gelen Uhud Savaşı’nda Müslümanların bozulub, Resûlullâh (s.a.v)’in Uhud’da şehid olduğu yol-unda gelen kötü haberler Medine’ye ulaşınca ondört veya ondokuz kadın yaralıları sulamak ve yaralarını sarmak için yiyecek, içecek malzemeleri ile Uhud’a yaya koşub gelmişlerdi. İçlerinde Resûlullâh (s.a.v)’in kızı ve Hz.Ali’nin zevcesi Hz.Fâtıma, Hz.Âişe, ile Ümmü Süleym, halası kızı ve Abdullâh bin Cahş’ın bacısı, Mus’ab bin Umeyr’in eşi, Hamne bint-i Cahş (r.a)’da vardı.Enes bin Mâlik (r.a) der ki:“-Uhud Savaşı’nda halk bozulub, Resûlullah (s.a.v)’in yanından dağ-ıldıkları zaman, Âişe bint-i Ebû Bekr ile Ümmü Süleym bint-i Milhan’ı gördüm. Tesettür emri henüz gelmemiş olduğu için kollarını sıvamışlardı. Halhaları görünüyordu. Arkalarında kırbalarla çabuk, çabuk su taşıyorlar, yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. Kırbaları boşaldıkça hemen geriye dönüp, Uhud’daki Kanat deresinden kırbalarını doldurduktan sonra acele geri geliyorlar, yaralıların ağızlarına boşaltıyorlardı. 1Mus’ab bin Ümeyr (r.a)’in zevcesi, ve Abdullah bin Cahş’ın kız kardeşi Hamne bint-i Cahş yaralıları sulamak için Uhud’a gelen kadınlar arasında idi. Hamne’ye şehid olan kardeşi Abdullâh bin Cahş’ın şehâdet haberini verdikleri zaman Hamne bint-i Cahş (r.a):“-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun: Bizler Allâh içiniz ve dönüşümüz Allâh’a dır. Âyetini okudu. Kardeşi için Allâh’dan mağfiret ve rahmet diledi. Hamne’ye, dayısı Hamza bin Abdülmuttalib’in de şehid düştüğünü haber verdiler. Hamne yine:“-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciun: Bizler Allâh içiniz dönüşümüz Allâh’a dır. Âyetini okudu. Ona da Allâh’n Rahmet ve mağfiretini diledi.Hamne’ye, kocası Mus’ab bin Umeyr’in şehid düştüğü haber veri-lince, O, acı bir çığlık kopardı.Farklı bir rivâyette ise şöyle denilir:Hamne, Resûlullâh (s.a.v)’ın yanına gelince, Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Dayın Hamza için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Allâh, Ona rahmet ve mağfiret etsin! Onu, şehidlik ecriyle müjdelesin ve sevindirsin!”dedi.Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Kardeşin Abdullâh bin Cahş için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Allâh, Ona rahmet ve mağfiret etsin! Onu, şehidlik ecriyle müjdelesin ve sevindirsin!”dedi.Resûlullâh (s.a.v): “-Ey Hamne! Sabret, Allâh’dan ecrini bekle!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Kimin için sabredeyim yâ Resûlullâh?”diye sordu.Resûlullâh (s.a.v): “-Kocan Mus’ab bin Umeyr için!”buyurdu.Hamne bint-i Cahş (r.a): “-Aahh Mus’ab ah! Vay benim bu başıma gelenlere! Ah savaş ah!” diyerek feryat etti. Bunun üzerine, Resûlullâh (s.a.v): “-Hiç şüphesiz, kadının yanında erkeğinin ayrı bir yeri, ayrı bir mev-kii vardır. Hamne kardeşinin, dayısının acısına dayanabildi. Fakat kocası-na gelince dayanamadı. Çığlığı kopardı!”buyurdular. 2Hamne bint-i Cahş (r.a), hicri üçüncü yılın Şevval ayından sonra Zeyneb ismindeki kızı ile dul kaldı. Daha sonra Hicri beşinci yılda meydana gelen Beni Mustalik, veya diğer adıyla, Müreysi Ğazvesi’nde İslâm tarihinde ismini yeniden duyurmuştur. Özellikle bu Ğazve’de Hz.Âişe (r.a)’ya yapılan “ifk” iftira olayına iştirak etmiş ve sonunda Had cezasına tabi tutulmuştur.Hz.Âişe (r.a) bu olayı up uzun anlattıktan sonra şöyle demektedir:“-Bu işi büyütüb velveleye verenler, Abdullâh İbn-i Ubey, bin Selül ile birkaç Hazrecli, Mıstah bin Üsâse ve Hamne bint-i Cahş idi. Hamne-’nin kız kardeşi Zeyneb, Resûlullâh (s.a.v)’ın yanında O’nun zevcesi idi. Hamne, güya beni çekiştirerek bacısı Zeyneb’in dışındaki Resûlullâh’ın hanımlarını Resûlullâh’ın gözünden düşürmek istiyordu. Onun dedikodu yapmasının sebebi buydu. Fakat Zeyneb’in bunda azıcık bir günahı dahi yoktur. Allâh onu korumuştur. Zeyneb, benim hakkımda iyilikten başka hiçbir şey söylememiştir. Hamne ise, beni kız kardeşine rakib görerek veryansın etmiş ve bu yüzden günahkâr olmuştur.Daha sonra, Resûlullâh (s.a.v), halkın toplu halde bulunduğu yere giderek onlara hitab etti. Bu husustaki Kûr’ân-ı Kerim âyetlerini okudu. Daha sonra da yanına, Mıstâh bin Üsase, Hassân bin Sâbit, ve Hamne bint-i Cahş’ı çağırtarak iftiraları sebebiyle kendilerine Şeriât’ın emrettiği ifk olayından dolayı had cezasını tatbik etti.”Bu olaylardan bir müddet sonra, Hamne bint-i Cahş (r.a), Aşere’i Mübeşşere’den Talha bin Ubeydullâh (r.a) ile evlendi. Bu evliliklerinden Muhammed bin Talha, Amr bin Talha ve İmran bin Talha adlarında üç erkek evladı dünyaya gelmiştir. Bu oğullarından, Seccad lakabıyla anılan kahraman oğlu Muhammed bin Talha, Cemel Vakâ’sında babası Talha bin Ubeydullâh’la aynı günde şehid olmuştur. Diğer oğlu İmrân ise: Fadl bin Abbas’ın kızı Ümmü Külsüm ile evlenmiş, nesli devam etmemiştir. Diğer oğlu Amr için, elimizde hiçbir belge ve bilgi bulunmamaktadır.Uhud şehidi Mus’ab bin Umeyr’den olan kızı Zeyneb bint-i Mus’ab ise; Ümmü Seleme (r.a) validemizin kardeşinin oğlu olan Abdullah bin Abdullah bin Ebi Ümeyye ile evlenmiş ve ondan Muhammed ve Mus’ab isimli oğulları, Karibe isimli bir kızı olmuştur.Uhud Ğazvesi’ne katılıb, savaşanlara su dağıtan, ve yaralıları tedavi eden kadınlardan olan Hamne bint-i Cahş (r.a)’ya, Resûlullâh (s.a.v) tara-fından Hayber’de otuz vesk yiyecek verilmiştir. Ayrıca Hamne bint-i Cahş’ın hayız dönemi bittikten sonra da kan kaybettiği ve bu durumunu kız kardeşi Zeyneb’in evine giderek, bizzat Resûlullâh’a, anlatıp kadın-ların özür hükmünün Müslüman kadınlar için nasıl, ve böyle bir durumda neler yapmaları gerektiği hakkında ümmetin kadınlarına fıkıh yönünden bir ışık tutmaya vesile olmuştur. Bu hadisenin kız kardeşi Ümmü Habibe içinde söylendiğini anlatmıştık..Hamne bint-i Cahş (r.a)’dan bir tane hadis-i şerif rivayet edilmiştir. Kendisinden; oğulları, rivâyet etmişlerdir. Bilhassa oğlu İmran bin Talha bin Ubeydullah, Torunu İbrahim bin Muhammed, bin Talha’da amcası ve ninesinden hadis-i şerif rivayetinde bulunmuştur. Torunu İbrahim bin Muhammed bin Talha’nın ninesi Hamne’den hadis rivayet etmesi, Hamne binti Cahş (r.a)’nın uzun müddet yaşamış olduğunu açıkça göstermek-tedir. Vefat tarihi ise kesin olarak belli değildir. Sadece Medine’de vefat ettiği ve Cennetü’l-Baki Kabristanlığına defnedildiği söylenir. 3Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.
1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-10-199
2- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-10-208
3- Ashâb-ı Kirâmın Meşhurları-Hayati Ülkü-449-451-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-15-497-Konunun akışına göre her iki kaynaktan Montajlandı.