Mâhmiye Bin Cez Kimdir
مَـحْــمِــيَــة ُبْــنُ جَــزْءِ
Baba Adı : Cez’ bin Abdüyağus.
Anne Adı : Hind (Havle) bint-i Avf bin Züheyr bin Haris bin Hamata el-Himyeri
Doğum Tarihi ve Yeri : Tarih yok, Mekke doğumludur.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Bilgi yok
Fiziki Yapısı : Bilgi yok
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Bilgi yok
Kızları : Safiyye,
Gavzeler : Beni Mustalık, Hendek, ve sonraki seferler.
Muhacir mi Ensar mı : 2. Habeşistan, Medine, Muhacir dir.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : Bilgi yok.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Mâhmiye bin Cez’ bin Abdiyağus bin Üveyc bin Amru bin Zübeyd el-Asğar ez-Zübeyd-i’dır.
Lakap ve Künyesi : Zübeydi.
Kimlerle Akraba idi : Fadl bin Abbas’ın dayısı ve kayınbabasıdır. Mâhmiye Bin Cez'in HayatıMâhmiye bin Cez’, Mekke’de ilk sıralarda Müslüman olmuş ve Allâh yolunda Habeşistan ülkesine yapılan ikinci hicrete katılmıştır. Mâhmiye bin Cez’in ilk katıldığı savaş Beni Mustalık Savaşı’dır. Mâhmiye bin Cez’in neseb silsilesi şöyledir: Mâhmiye bin Cez’ bin Abdüyağus bin Uveyc bin Amr bin Zebidü’l-Asğar ez-Zebidi’ olarak riva-yet edilir. Rivayete göre Beni Sehm’in halifi (yani yeminlisi) idi. Diğer rivayete göre ise Beni Cumh’un halifi idi:Mâhmiye bin Cez’, İslâm davetinin başlangıcında İslâm ile müşerref olmuş bir sahabedir. Mekke’de Müslümanlara yapılan işkencelerden o da nasibini almış ve dolaysıyla ikinci Habeşistan hicretine katılmış, burada uzun müddet kaldıktan sonra bir rivâyete göre, Bedir Ğazvesi’nden önce, diğer bir rivayete göre Müreysi Ğazvesi’nden önce Medine’ye dönmüştür.Mâhmiye bin Cez’ (r.a), hakkında bilinen Müreysi Ğazvesi’ne iştirak ettiğidir. Bu ğazvede, Resûlullâh (s.a.v)’ın amili (görevli memuru) olarak ğanimet olarak alınan malların muhafazasına görevlendirilmiştir. Resûlullâh onu Hâmis olarak (yani, ğanimet verğisi diyebileceğimiz beşte bir ğanimet işlerine) memur etti.Mâhmiye bin Cez’, Âmil olduğu için topladığı zekattan hakkına düşeni alır yerdi. Aynı şekilde Fadl bin Abbas da öyle yapardı, Onların bu halleri Resûlullâh (s.a.v)’e şikayet edildi. O da, Âmillerin bunda hakları olduğunu beyan ederek işi hal etti.Resûlullâh (s.a.v), Vedâ Haccı’ndan sonra Medine’ye geri dönünce, Amcası Abbas’ın oğlu Fadl bin Abbas’ı Mâhmiye bin Cez’’in kızı Safiyye ile evlendirdi ve bu kızın mehrinide bizzat Resûlullâh (s.a.v) verdi. Böylece Mâhmiye bin Cez’ (r.a), Fadl bin Abbas’ın annesi Ümmü’l-Fadl’ın anne bir kardeşi yani dayısı ve kayınbabası olmakla birlikte Resûlullâh (s.a.v) ile de akraba oldu.Resûlullâh, Mâhmiye bin Cez’ı çok severdi. Onu beğenir ve takdir ederdi. Bir defasında kendisinden o kadar memnun kaldı ki, Ebû Katade-’nin çok güzel ve müstesna cariyelerinden birini ona hediye etti.Mâhmiye bin Cez’ (r.a) Hendek Ğazvesi dahil, Resûlullâh (s.a.v)’in katıldığı bütün ğazvelere katıldı.Hz.Ebu Bekr (r.a) devrinde, mürtedlerle yapılan savaşlarda bulun-duktan sonra Suriye taraflarında yapılan feth hareketlerine iştirak etti.Hz.Ömer zamanında Mâhmiye bin Cez’, yine aktif olarak yaşamına devam etmiş, fetih haraketlerinde bulunarak cihaddan hiç geri kalmamıştır. Ancak, En son rivayete göre; Mısır’ın fethinde bulunduğu bildirilmektedir. yolundadır. Bundan sonrası için bir bigi verilmemektedir.Mâhmiye bin Cez’, (r.a)’ın nerede ve ne zaman vefat ettiği ve hanım-larının ve çocuklarının isimleri hakkında bir kayda rastlanamamıştır. Ayrıca kendisinden hadis rivayeti de bulunmamaktadır. Yalnız, kızı Safiye ile Fadl bin Abbas’ın evli olduğu bilinmektedir. 2Başka bir rivayette ise:Mâhmiye bin Cez’ ve Fadl bin Abbas, kendilerini zekatlar üzerinde görevlendirilmelesini Resûlullâh’dan rica ettiklerinde, şöyle buyurmuştur:“-O zekâtlar, insanların kirleridir. Bana Mâhmiye bin Cez’i çağırın:Ona, kızını Fadl bin Abbas’la evlendirmesini ve onların nâmına, hanımlarının mehirlerini vermelerini de emretti.El-Meğazi’de şöyle geçer: “-Resûlullâh, Ebû Katâde’den çelimsiz bir câriye hibe etmesini istedi. Bunun üzerine cariyeyi Mâhmiye bin Cez’e hibe etti!” 3Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- M.Âsım Köksal İslâm Tarihi-3-230
2- Ashâb-ı Kirâmın Meşhurları-Hayati Ülkü-532
3- el-İsabe İbn-I Hacer el-Askalani-4-296-No-7828