Kusem Bin Abbas Kimdir?
بْــنُ عَـبْـدُ اْلـمُـطَّـلِـب قُــثَــمُ بْــنُ اْلـعَـبَّـا سُ
Baba Adı : Abbas bin Abdülmuttalib.
Anne Adı : Lübabetü’l-Kübra bint-i Hâris el-Hilaliye.
Doğum Tarihi ve Yeri : Takriben Hicri 4. Miladi 625 yılında Mekke Şehrin’de doğdu.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Hicretin 57. Miladi 676 yılında Semerkant Seferinde şehid oldu. Kabri Semerkant’ta dır.
Fiziki Yapısı : Resûlullâh (s.a.v)’e çok benzetilirdi.
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Bilgi yok.
Kızları : Bilgi yok.
Gavzeler : Hz.Ali döneminde Medine valiliği sonrasın-da Mekke valiliği ve Maveraünnehr Seferi’nde bulundu.
Muhacir mi Ensar mı : Mekke, Medine, son Muhacir çocuğudur.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : 3 veya 5 tane.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Kusem bin Abbas bin Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdi Menaf bin Kusay el-Kureyşi el-Haşimi.
Lakap ve Künyesi : Kusem el-Haşimi.
Kimlerle Akraba idi : Resûlullâh (s.a.v)’in amcası Abbas’ın oğlu. Hz.Meymune’nin bacısı oğlu, Abdullah ibn-i Abbas’ın küçük kardeşi dir.
Kusem Bin Abbas'ın Hayatı
Kusem bin Abbas (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın Amcası Hz.Abbas bin Abdülmutalib’in küçük oğludur. Annesi Ümmü’l-Fadl Lübâbetü’l-Kübra bint-i Hâris el-Hilaliye’dir. Bu kadın, Resûlullâh (s.a.v)’ın hanımlarından Hz.Meymune Annemizin ablasıdır. Dolaysiyle Hz.Meymune, Kusem bin Abbas (r.a)’ın teyzesi olurdu. Kusem bin Abbas (r.a)’ın doğum tarihi ise Hicri 4.Miladi 625 yılında doğdu bu ise şu rivâyetten anlaşılır. Resûlullâh (s.a.v)’in amcası Hz.Abbas (r.a)’ın zevcesi Ümmü’l-Fadl, Medine’de bul-unduğu günlerden bir gün, Resûlullâh’in yanına gelip: “-Yâ Resûlallâh! Ben, dün gece bir rüya gördüm!”dedi. “-Nedir o, gördüğün rüya?”diye sordu.Ümmü’l-Fadl: “-O, çok şiddetli ve mihnetli bir rüya!”dedi. “-Nedir o, söyle!”buyurdu.Ümmü’l-Fadl: “-Senin Cesedinden bir parçanın kesilib evime konulduğunu rüyada gördüm!”dedi.Resûlullâh (s.a.v)’de ona: “-Hâyır görmüşsündür İnşallâh! Kızım Fâtıma, bir oğlan çocuğu doğuracak, sende, onu, oğlun Kusem’in sütü ile emzireceksin!”buyurdu.Gerçektende öyle oldu Hz.Hüseyin (r.a) doğunca, Ümmü’l-Fadl, onu alıp götürdü, oğlu Kusem ile beraber debeleninceye kadar ona Kusem’in sütünü emzirdi. 1Bu rivâyete göre Hz.Hüseyin ile aynı yıllarda süt emmiştir.Resûlullâh (s.a.v)’ın kendisine benzetilen Kusem’i arkadaşlarıyla oynarken görmüş ve bineğinin arkasına bindirmiştir. Resûlullâh (s.a.v) bazen onları yarıştırırdı. Abdullâh bin Ca’fer (r.a), şöyle anlatır: “-Resûlullâh (s.a.v), seferden döndükten sonra, O’nu, Ehl-i Beyt’in-den çocuklar karşılarlardı. Yine bir seferden dönmüştü. Önce yanına ben vardım, beni devesinin önüne aldı. Sonra da, Fâtıma’nın oğlu Hasanı mı, yoksa Hüseyini mi, birisi geldi. Onu da terkisine aldı. Üçümüz de Medine-’ye aynı binek üzerinde girdik!”Yine Abdullâh bin Ca’fer anlatıyor:“-Çocuklarla oynarken Resûlullâh (s.a.v), beni gördü beni ve amcam Abbas’ın oğullarından bir çocuğu devesine aldı. Binek üzerinde üç kişi idik. Abdullâh bin Ca’fer, Abbas’ın oğlu Kusem ve Ubeydullâh’ı bir görseydin! Biz oynarken Resûlullâh (s.a.v) bir binek üzerinde geliverdi: “-Şunu bana kaldırın!”dedi, ve beni önüne aldı. “-Şunu da kaldırın!”dedi.Amcam Abbas’ın oğlu Kusem’i de terkisine aldı. Amcam Abbas, Ubeydullâh’ı Kusem’den çok severdi. Buna rağmen Resûlullâh, Amcası-nın tesiri altında kalıb’da Kusem’i almamazlık etmedi. Bizi bineğine aldıktan sonra üç defa başımı okşadı ve her defasında: “-Allâh’ım! Ca’fer’e hayırlı zürriyet ver!”diye dua etti. 2Kusem bin Abbas (r.a) henüz küçük yaşlarda olduğu için Resûlullâh ile savaşlara iştirak edemedi. Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatlarında henüz yedi veya sekiz yaşlarında olan Kusem (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın cenâzesi yıkanırken hazır bulunmuş cesedi sağa sola çevirmiş, Resûlullâh’ı kabrine yerleştirmiş ve kabirden en son o çıkmıştı. Bu sebeble Resûlullâh’a en son dokunan kişi olarak tanınır.Hz.Hüseyin (r.a)’ın süt kardeşi olan Kusem (r.a) Resûlullâh’dan ve babasından ayrıca kardeşi Fadl ve Talha bin Ubeydullah’dan hadis rivâyet etmiş kendisinden Hâni bin Hâni, Abdülmelik bin Muhammed bin Amr ve Ebû İshak es-Sebii rivâyette bulunmuştur.Hz.Ali (r.a)’ın hilafeti döneminde Mekke valiliğine tayin edilen Kusem (r.a) onun ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Kusem (r.a)’ın Medine valiliği yaptığı da söylenmiştir. Hicri 38. Miladi 658 yıllarında Mekke’deki idari görevler yanında hac emirliği’de yaptı ve fetvalar verdi.Hicri 39. Miladi 659 yıllarında Muâviye bin Ebû Süfyan’ın Yezid bin Şecre er-Rûhavi’yi Hac emiri olarak tayin etmesine karşı çıktı. Bunun üzerine Yezid bin Muâviye kumandasında 3000 kişilik bir ordu Mekke’ye doğru hareket etti. Kusem, ordunun Mekke’ye girmesini engellemek için halka çağrıda bulunduysa da gerekli destek ve yardımı sağlayamadı.Yezid herhangi bir mukavemetle karşılaşmadan Mekke’ye girdi. Kusem (r.a) hac emirliğine Yezid bin Şecre er-Rûhavi’nın dışında birinin getirilmesi isteğini tekrarladı. Ebû Said el-Hudri’nin görüşü doğrultusun-da Hac idaresi emirliğine Şeybe bin Osman getirildi.Kusem (r.a), Muâviye döneminde Horasan valisi Hz.Osman’ın oğlu Said bin Osman, bin Affan’ın kumandasında Horasan civarındaki fetihlere katıldı. Savaşta gösterdiği kahramanlık karşılığında ğanimetten bin hisse ayrılması teklif edildiyse de ğanimetlerin beşe taksim edilip diğer kişilerin hakları verildikten sonra kendisine pay ayrılması gerektiğini belirtti. Fazilet ve takva sahibi olan Kusem (r.a), Hicretin 56. Miladi 675 yıllarında Hz.Osman’ın oğlu Said bin Osman ile birlikte Semerkant seferine katıldı. Hicri 57. Miladi 676 yılında Semerkant’ta şehid oldu. Merv’de vefat ettiği de belirtilmiştir.Kusem bin Abbas (r.a)’ın mezarı zamanla ziyaretğah haline gelmiş, etrafına cami ve medrese yapılmıştır. Semerkantlılar arasında yaşayan sultan manasında “Şâh-ı Zend” olarak anılan Kusem (r.a)’ın mezarına Bâbür han devrinde Mezarşah adı verildi. 3Kardeşi Abdullah İbn-i Abbas (r.a), kardeşi Kusem (r.a)’in şehid edildiğinini haberini alınca şöyle dedi: “-Doğduğu yerle öldüğü yer birbirinden ne kadar uzak! Mekke’de doğdu, fakat Semerkant’da öldü!” 4Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.1- M.Âsım Köksal islâm Tarihi-11-160
2- M.Yusuf Kandehlevi Hadislerle Müslümanlık-3-1298
3- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-26-462
4- İbn-i Sa’d, Tabakat-4-17