Hâkem Bin Amr Kimdir?
Baba Adı : Amr bin Mücedda el-Ğifari.Anne Adı : Bilgi yok.
Doğum Tarihi ve Yeri : Bilgi yok.
Ölüm Tarihi ve Yeri : Muâviye bin Ebû Süfyan, devrinde Hora-san’ın, Merv kentinde vefat etti. Kabri, Merv de dir.
Fiziki Yapısı : Bilgi yok.
Eşleri : Bilgi yok.
Oğulları : Bilgi yok.
Kızları : Bilgi yok.
Gavzeler : Bilgi yok.
Muhacir mi Ensar mı : Bilgi yok.
Rivayet Ettiği Hadis Sayısı : Rivayeti var, sayısı belli değil.
Sahabeden Kim ile Kardeşti : Bilgi yok.
Kabile Neseb ve Soyu : Hâkem bin Amr bin Mücedde bin Hizyem bin el-Hâris bin Nuâyle bin Müleyl bin Damre bin Bekr bin Abdimenat bin Kinâne Ğifar oğullarındandır.
Lakap ve Künyesi : Ebû Âmr, Ebû Berze,
Kimlerle Akraba idi : Ebû Cübeyr Rafi’ bin Amr, ile Atiyye bin Amr’ın kardeşleridir.
Hâkem Bin Amr'ın Hayatı
Hâkem bin Amr el-Ğifari (r.a) Resûlullâh (s.a.v)’ın güzide ashabın-dandır Hangi tarihte doğduğu bilinmemekle beraber aile bireyleri hakkın-dada elimizde fazla bir bilgi yoktur. Muhtemelen babasının lakabı olan “Akra” yani kel sıfatı dolaysıyla bazı eserlerde Hâkem bin Akra, yani Kelin oğlu Hâkem, diye de bilinir. Çocuk iken Ensar’dan birinin hurma ağacını taşladığı için yaklanıp Resûlullâh (s.a.v)’ın huzuruna götürülen kardeşi Ebû Cübeyr Râfi bin Amr ile Merv’de vefat eden diğer kardeşi Atiyye bin Amr da Ashab-ı Güzinden dir.Hâkem bin Amr (r.a), Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatına kadar, O’nun soh-betinde bulundu, Resûlullâh (s.a.v)’ın vefatından sonra, Basra’ya yerleşti. Müslümanlar arasında çıkan fitnelere hiç karışmadı.İbnü’l-Hâkem bin Amr, el- Gıfâri’den:“-Dedem bana şunları anlattı; Müslümanların ihtilaflı günlerinde, Hz.Ali (r.a) kendi taraftarı olması için ona adam gönderdi. Ali bin Ebû Talib’in gönderdiği adam geldiğinde, Hâkem bin Amr’la beraber idim.Hz.Ali (r.a): “-Bu meselede bize en çok yardımı sen yapabilirsin!”dediğinde,Hâkem bin Amr, şu cevabı verdi:“-Amcan oğlun; dostum, Resûlullâh’ın şöyle buyurduğunu işittim: “-Bu veya buna benzer bir hâdise olduğunda, eline tahta bir kılıç al!” buyurmuştu. Ben de elime tahta kılıç aldım!” 1Muâviye bin Ebû Süfyan’ın Irak valisi Ziyâd bin Ebih tarafından Hicri 45. Miladi 665 yılında Horasan’a bölge valisi olarak gönderildi. Vefatına kadar bir çok fetihler gerçekleştiren Hâkem önce Herat’a, daha sonra Cüzcan dağını aşarak Horasan vilayetinin merkezi olan Merv şehri-ne girdi. Kûhistan ve Tohâristan bölgesine yaptığı iki seferden de başarı ile döndü. Hicretin 47. Miladi 667 yılında Gur ve Ferâvende’yi fethetti. Gerçekleştirdiği akınlardan birinde Pamir’in güneyinde Türkler’in yaşadığı Eşel dağları bölgesine girdi.Burada etrafı sarılınca beraberinde bulunan Mühelleb bin Ebû Sufre Türkler’in ileri gelenlerinden birini esir alarak çıkış yolunu göstermesini istedi. Hâkem, esirin verdiği bilgi üzerine bir gece çıkış yollarından biri istikametinde yol boyunca ateşler yaktırıp hayvanları o tarafa sürdü. Bunu gören Türkler Arab ordularının o yönde çekilmekte olduklarını sanarak oraya yönelince Hâkem bin Amr ordusunu kurtardı.Ziyâd bin Ebih ile Hâkem bin Amr, arasında yapılan fetih planına göre başlatılan akınlar sonunda Ceyhun nehrinin Çağaniyân’a kadar olan Türk toprakları fethedildi. Savaşlarda büyük ğanimet elde eden Hâkem bin Amr, Ziyâd bin Ebih’den ğanimet malının tamamının Emevi Hükümdarı Muaviye bin Ebû Süfyan’a gönderilmesi yolunda bir mektub aldı.Allâh’ın ğanimetler konusundaki emrinin valinin emrinden daha önce olduğunu, bu sebeble mektubun gereğini yerine getiremiyeceğini Ziyâd’a bildirdi, ve savaşçıların payına düşen miktarı taksim etti.Fakat hükümdarın emrine karşı çıktığı için azledilerek elleri kolları bağlı bir şekilde hapse atıldı. Hâkem öleceği sırada: “-Kıyamet gününde Muâviye’den hesab sormak için beni ellerim bağlı olarak defn edin!”diye vasiyet etti.Merv’de Hicri 50. Miladi 670 yılında vefat etti. Onun, Hicri 45. veya 51. Miladi 665 veya 671 yıllarında öldüğü’de kaydedilmektedir.Mezarı, Merv’de Tennûrkerân mevkiinde Sahabi’den olan Büreyde bin Husayb el-Eslemi’nin kabrinin hemen yanındadır. Hâkem bin Amr, Mâverâünnehir’de namaz kıldıran ilk şahıs olarak zikredilir.Hâkem bin Amr (r.a) Resûlullâh (s.a.v)’den rivayet ettiği hadisler Sahih-i Müslim dışında Kütüb Sitte’de yer almış olup, Ebü’ş-Şa’şa Câbir bin Zeyd, Hasan-ı Basri, Abdullah bin Sâmit ve Muhammed bin Sirin gibi tâbiiler ondan rivayette bulunmuşlardır. 2Hasan-ı Basrî anlatıyor:“-Muaviye bin Ebû Süfyan’ın Irak’ın Kûfe’deki valisi Ziyad, bin Ebih,Hâkem bin Amr el-Ğıfârî’yi Horasan taraflarına savaşa gönderdi. İslâm ordusu çok miktarda ğanimet aldı. Ziyad bin Ebih kendisine şu mektubu yazdı: “-Mü’minlerin emiri, altın ve gümüşü kendisine ayırmanı yazıyor. Altın ve gümüşü Müslümanlar arasında paylaştırma!”Bunun üzerine Hâkem bin Amr, Ziyâd’a şöyle cevab verdi. “-Mektubunda, Muaviye’nin sana yazdığı mektuptan bahsediyorsun. Ben, Muâviye’nin mektubundan önce, Allâh’ın Kitâbını dikkate almak mecburiyetindeyim. O, Allâh’a yemin ederim ki, bir kul göklerle, yerler dolusu sıkıntılara maruz kalırsa, eğer Allâh’dan korkuyorsa, Allâh, bu durumda ona mutlak bir kurtuluş yolu gösterir, vesselâm!”“-Hâkem Tellâllar çıkartarak, herkesin ğanimetten (fey) hissesini almasını ilân ettirdi. Ğanimeti (fey’i) Müslümanlar arasında taksim etti. Hâkem bin Amr, Muaviye’nin arzusuna muhalif hareket edince, Muaviye, Hâkem bin Amr’ı zincire vurdurup hapse attırdı. Zincire vurulu vaziyette ruhunu teslim etti. (vasiyeti üzerine bağlı olduğu o zincirlerle) Horasan’da toprağa verildi. “-İşte ben bu sebeble, Allâh’ın huzurunda Muâviye’den davacıyım!”Yine, Hasan-ı Basrî’den gelen diğer bir rivayette şu ilâve vardır:Hâkem bin Amr (r.a): “-Allâh’ım, eğer beni yanına alman daha hayırlı ise, beni yanına al!” diye dua etti. Horasan’da Merv’de ruhunu teslim etti. 3Şübhesiz ki, en doğrusunu Allâh bilir. Allâh, onlardan razı olsun.
1- M.Yusuf Kahdehlevi Hadislerle Müslümanlık-3-1002
2- Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi-15-175
3- M.Yusuf Kandehlevi Hadislerle Müslümanlık-2-669